22 Nisan 2013 Pazartesi

Beşiktaş'ın Önündeki Yol


Sezonun bitmesine 4 maç kaldı ve Beşiktaş'ta tam bir bilinmezlik hakim. Altlardan sezonunun ikinci yarısında depara kalkan Bursaspor puanları eşitledi ve pusuda beklemeye başladı. Haydi üçüncülük veya dördüncülük çok büyük bir fark teşkil etmiyor ama Beşiktaş'ın reaksiyon vermesi gerektiği ve üçüncülüğü koruması gerektiğini düşünüyorum. Tamam belki şu dönemde Galatasaray ve Fenerbahçe'nin hem sportif hem de maddi olarak arkasında kalındı ama yine de yarışılan takımlar bunlar olmalı. Beşiktaş'ın rakibi Galatasaray ve Fenerbahçe olmalı, Kasımpaşa değil. O nedenle bu sezon 3. bitirmek benim adıma önemli. He en kötü ihtimalle de dördüncülüğü korumak şart, onu da eklemeden geçmeyeyim. Üst üste iki sezon Avrupa'nın dışında kalmamak lazım. O tribüne gelen insanlara Avrupa keyfini yaşatmak zorunda Beşiktaş.

Samet Aybaba'nın önünde 4 maç kaldı gibi görünüyor. Ben de Aybaba ile yola devam etmenin yanlış olduğuna katılıyorum. Tamam eldeki malzeme şampiyonluğa yetecek düzeyde değil ama bu kadronun hakkını da vermedi Samet Hoca. Gerek Hugo Almeida'yı sol açıkta kullanmak gibi saçma sapan teknik direktör tercihleri olsun, gerekse takımı ayağa kaldırabilecek potansiyel olan Oğuzhan'ı basın önünde şımarmakla yargılamak gibi yöneticilik hataları olsun, başarısız oldu. Keza Oğuzhan'ı oynatmaya da çok geç başladığını, başka isimlerde gereksiz yere uzun ısrar ettiğini de eklemeyi unutmayayım. Kısacası zor bir göreve soyunan Aybaba belki çok başarısız olmadı ama geçer notun altında kaldı. 

Önümüzdeki sezonun hoca adayları bir bir basında yer almaya başladı. Denilen o ki, Fikret Orman'ın gönlü yabancı bir hocadan yana. Arthur Zico, Christoph Daum, Lucien Favre ve Slaven Bilic isimleri öne çıkmış gibi görünüyor. Eğer ikna edilebiliyorsa benim tercihim tartışmasız Lucien Favre'dan yana olur. Borussia Mönchengladbach ile geçen sezon büyük bir çıkış yapan Favre, Bundesliga'nın en iyi taktisyenlerinden biri. Elindeki kadrodan maksimum verimi alabilen bir isim. Belki de tam anlamıyla Beşiktaş'ın aradığı isim olabilir. Diğer adaylardan Bilic benim için heyecan verici. Bilic gençliği ve hırçınlığı ile Beşiktaş'a arzu ettiği enerjiyi sağlayabilir. Zico haydi neyse de, Daum'u artık istemiyorum abi. Yeter yahu, dönüp dolaşıp Daum.

Tabi ki, yeni gelen hocaya eldeki kadroyla ilgili her türlü insiyatif verilmeli. Ancak benim şu anki düşüncem bütün gereksiz oyuncularla yolların ayrılması yönünde. Escude ve iki Mehmet (Akyüz, Akgün)'i ilk olarak kapının önüne koyardım muhtemelen. Manuel Fernandes'ten emin olamıyorum, malum çok iyi oyuncu ama sezon içerisinde çok fazla iniş çıkış yaşıyor. Beşiktaş'ın belki bir gömlek aşağıda ama daha istikrarlı bir oyuncularla devam etmesi lazım gibi geliyor. Hugo Almeida ise bence gönderilmeli. Hücumda ona sahip olmak takımı rahatlatıyor ama ne kadar sahip olabiliyorsun ki? Bu iki Portekizlinin kalmaya çok hevesli olduklarını sanmıyorum. Belki de o yüzden satış tarafına yakınım. Bakalım gelecek tekliflerle de alakalı tabi ki. İyi bir teklife satılırlarsa, kazanılan para yine transfere harcanmalı, orası kesin.

Son olarak, Beşiktaş'ın maliyeti düşük, faydası yüksek oyunculara yönelmesi lazım. Holmen ile anlaşıldığı söyleniyordu bence yerinde bir takviye olur. İstikrarlı ve faydalı bir oyuncu, bonservisi de elinde. Benim önerim John Utaka. Montpellier forması giyen 31 yaşındaki Nijeryalının da sözleşmesi 2 ay sonra bitiyor ve fiziksel olarak kuvvetli, hızlı bir santrfor. Kalu Uche benzeri bir etki yapabileceğini düşünüyorum. Mustafa Pektemek ile beraber dinamik bir santrfor hattı oluşturabilirler. Ancak unutulmamalı, bu takım 30 maçta 46 gol yemiş bir takım. Bu takıma savunmayı çekip çevirecek 2 oyuncu lazım. Bunlardan banko olanı bir stoper. Tomas Ujfalusi benzeri bir karakter gerekiyor o bölgeye, diğeri için ise iyi dileklerimiz İsmail Köybaşı ile beraber. İnşallah sağlam dönmeyi başarır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder