21 Şubat 2012 Salı
NBA’in gelecekteki yıldızları v.1; Andre Drummond!
İsim: Andre Drummond
Takımı: UConn (Connecticut/NCAA)
Boy: 2,11m
Kilo: 125kg
Pozisyon: Pivot
Doğum Tarihi: 10 Ağustos 1993 (18)
Nba karşılaştırması: Amare Stoudemire / Dwight Howard
Karşınızda ilk 2012 NBA draftı raporum Andre Drummond.. Geleceği ve gelişimi büyük bir merak konusu olan, NBA’e getirecekleriyle şimdiden insanları heyecanlandıran genç bir süper yıldız adayı. Andre görkemli bir lise kariyerinin ardından bu sene kolej basketboluyla tanıştı ve NCAA’deki ilk senesini yaşıyor. Peki, Andre Drummond nasıl bir oyuncu? Buyursunlar;
İlk olarak göze çarpan (hatta göze direkt olarak giren) özelliği çılgın atletizmi. Drummond tek kelimeyle muazzam fiziksel özelliklere sahip. 2,11’lik boyuyla, 125 kiloluk gücüyle ve NBA çapında da üst düzey sayılacak kanat genişliğiyle yaşına göre elit ve zor bulunan bir vücut yapısı var. Aynı zamanda müthiş bir zıplama kabiliyetine de sahip bu genç adam. Keza Drummond’ın kendisine idol olarak seçtiği isim “bizim köyün canavarı” Dwight Howard desem pek şaşırtıcı olmaz herhalde. Nba scoutlarına göre de bana göre de çok iyi bir reboundcu. Bahsettiğim fiziksel üstünlüklerini rebound mücadelelerinde avantaja dönüştürmesini iyi biliyor. Ancak benim merak ettiğim nokta NBA’de de bu şekilde avantajları kullanabilecek mi? Kendisiyle fiziksel olarak veya tecrübe + basketbol zekâsı olarak kafa tutabilecek rakiplere karşı sıkıntı yaşayabilir. Keza sıkıntı yaşamak ve daha çok çalışmak da oyununu ileri taşımasında etken olacaktır.
Şimdi de hücum diyelim.. Andre Drummond’ın bir maç içinde hiçbir katkı vermese bile %95 oranında 2 tane falan yapacağı bir şey var; takip smacı. Bu konuda bizlere çok spektaküler hareketler sunacaktır. Takip sayılarının yanında hücumda en çok verimli olduğu pozisyonlar yüzü potaya dönük olarak topla buluştuğu pozisyonlar. Böylelikle çabuk 1-2 adım atıp potaya saldırabiliyor. O zaman da ya sayıyı buluyor, ya da faul aldırıyor. Amare Stoudemire misali diyebiliriz.. Yalnız serbest atışları kısa açıklamayla rezalet. Kesinlikle serbest atışlarına bolca zaman ayırıp daha iyi hale getirmeli. Hücumda yarım daire civarında topla buluşup yükselme fırsatını bulursa, savunmacısını da topla beraber çemberden geçirebiliyor. Boyalı alandan bitiriciliği geliştirilebilir ama şuanda da hiç fena değil. Sırtı dönük hücum etmeyi ise genelde tercih etmiyor. Keza Drummond bu alanda oldukça zayıf. Alçak post hareketlerini geliştirmeli ve bu silahı da repertuarına eklemeli. Şu anki haliyle kendi şutunu yaratabilen üretken bir oyuncu değil. “Şutları nasıldır?” derseniz cevabım “sınırlı” olur. Aynı yaş grubundan olan 2012 draftının muhtemel 1 numarası Anthony Davis’in sahip olduğu şut menziline ve tehdidine sahip değil. Bana sorarsanız Dwight Howard olmak istiyorsa bu menzil çok da mühim değil, yok eğer Amare gibi olucam diyorsa o zaman bir an önce oturup çalışmaya başlaması gerekiyor. Farz-ı misal bu sene koçu Jim Calhoun tarafından az da olsa 4 numara olarak deneniyor ama şut tehdidinin zayıf olması efektif bir 4 numara olmasına engel teşkil ediyor. Benim Andre Drummond ile ilgili sevdiğim unsurlardan biri de pas yeteneği ve top kontrolü. Böylesi atletik meziyetlere sahip olan oyuncularda hiç alışık olmadığımız bir el hakimiyeti var Andre’nin. Tabi ki bir gard düzeyinde değil ama son derece etkili paslar çıkartabilme potansiyeli var. Bu sayede de maruz kaldığı ikili sıkıştırmalarda diğer bir sürü uzun oyuncu kadar çaresiz kalmıyor.
Sıra geldi savunmaya. Benim izlediğim Andre Drummond öyle çok düzey bir savunmacı değil. Ancak kötü de denemez. Örneğin saf güç kullanarak üzerine gelen oyunculara karşı sağlam durabiliyor ve rakibinin istediğini kolay kolay yapmasına fırsat vermiyor. Ancak NBA seviyesinde sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. İyi bir savunmacının maç içinde aldığı en tatlı ödül bloktur muhtemelen. Drummond da atletizmini bloğa taşımasını iyi biliyor. Yalnız atletik yetenekler bir oyuncuyu direkt olarak iyi bir blokçu yapmaz, iyi bir blokçu adayı yapar. O yetenekleri konsantrasyon ve önsezi gibi olmazsa olmaz parçalarla birleştirirseniz başarılı bir kolaj elde edersiniz. Yoksa patır patır faulleri kapıp, kenarda oturursunuz. Ben Andre Drummond’ın çok iyi bir blokçu adayı olduğunu düşünüyorum. Kimileri lisede ortaladığı maç başına 7 bloğu göz önünde bulundurup sınırsız bir goygoylamanın içine giriyorlar. Bu son derece saçma bir değerlendirme. Malum fiziksel gelişimini genç yaşlarda ilerletmiş oyuncuların lise seviyesinde fark yaratması çok normal. (Bir diğeri için bknz. Enes Kanter!). İki oyuncu da lisede neredeyse kendilerinin beline gelen oyuncularla “ilkokul maçına gelmiş liseli abi” kıvamında mücadele ettiler (ter attılar).
Gelelim madalyonun diğer negatif yönlerin yazıldığı yüzüne. Yeteneklerini tartışmak gereksiz ama Drummond’ın mental olarak eksikleri olduğunu not almış NBA Scoutları ve takipçileri. Maçın içinde kalamaması ve konsantrasyonunu çabuk kaybetmesinden fazlasıyla dem vuruluyor. Bu yaşadığı sıkıntıyı, oldukça rahat bir şekilde geçirdiği lise yıllarının ardından bu sene daha ciddi rakipleri karşısında bulmasına bağlıyorum. Kolej kariyerinin başlangıcında biraz sert bir kayaya çarptı diyelim..
ESPN (Mayıs 2011): Hangi drafta girerse girsin #1 seçilebilir.
NBA draftlarında genellikle oyuncuların yetenekleri ve potansiyelleri (gelecek vaat etmeleri) göz önüne alındığı için, ESPN doğru söylüyor. Ancak yetenekli olmak sporcuları bir yere kadar taşıyabiliyor. Bu seviyenin üzerine koymak ve bir “beklenti”den çıkıp “büyük oyuncu”ya dönüşmek oyuncunun karakterine ve çok çalışmasına bağlı. Genç ve bu denli yetenekli olan oyuncuların en büyük düşmanı genellikle omuzlarına binen beklenti baskısı ve şöhretle tanışıp spora gereken özeni göstermemeleri oluyor. Biliyoruz ki basınç dediğimiz güç; kömürü kullanılmaz hale de getirebilir, eşsiz bir elmasa da dönüştürebilir. Ancak bu güçle baş etmek de hiç kolay değil ve çok sağlam bir kişiliği gerektirir. Demin bahsettiğim “genç yaşta şöhretle tanışmak” da genellikle kişiliği tam oturmamış oyuncuları (İngiliz tenisçi sendromu) şımartıyor. Neyse, konuyu dağıtmadan Andre Drummond özeline geri döneyim. Andre de beklentilerin çok büyük olduğu bir oyuncu olduğu için fazlasıyla eleştiriliyor. Bu seneki NCAA istatistikleri şu sıralar 27,5 dakikada 10 sayı 7,5 rebound civarlarında. Lisede yarattığı büyük beklentiden sonra bu sene istatistiklerinin vites düşürmüş olması başta NBA scoutları olmak üzere birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratmış. Çeşitli forumlarda iyi savunmacılara karşı çok sönük ve yumuşak kalmış olması da büyük tartışma konusu. Ancak bu sene Andre’nin burnunun kırıldığını da göz önünde bulundurmakta fayda var. Performansını direkt olarak etkileyen bir durumu vardı yani genç oyuncunun. İyileşmesinin ardından şu sıralar performansında istikrarlı bir yükseliş var. Ancak bu eleştirilerin gerçeklik payının da bulunduğunu ve kesinlikle dikkate alınması gerektiğini de not etmek lazım.
En son gelen haberler Drummond’ın bir sene daha Uconn’da kalarak 2013 draftına girmeyi düşündüğü yönünde. Küçük bir bilgi olarak veriyim; genç oyuncunun 2011’de verdiği bir röportajda “tabii ki bir an önce Nba’e gitmek istiyorum, para orada!” açıklaması var. Bu fikrini değiştirmesini ( ya da değiştirmeyi düşünmesinin) iki ana nedenle ilişkilendiriyorum. İlk neden; birinci senesini yaşadığı ve çok memnun olduğu üniversite hayatının bu kadar çabuk sona ermesini istemiyordur. Diğer ve esas önemli olan neden ise; bence kendisine fiziksel olarak rakip olabilecek oyuncularla mücadele ettikçe NBA seviyesine hazır olmak için kendisini ne kadar çok geliştirmesi gerektiğinin farkına vardı. Bu bağlamda bir sezon daha tecrübe kazanıp, oyunundaki boşlukları doldurmasının oldukça verimli olacağını düşünüyorum. Yalnız ne yazık ki, NCAA koçları çoğunlukla (tabii ki istisnalar bulunuyor) oyuncuların kişisel gelişimlerine yardım etmek yerine hemen sonuç almaya odaklı oldukları için kolejde geçirilecek ekstra bir senenin mundar olma ihtimali de var. Hele ki uzun oyuncuların %90’ının kolej kariyerlerinde kendilerine çok az şey katabildiğini de düşünecek olursak ciddi bir risk diyebiliriz. Ancak hem Andre’nin kendisinin hem de oyununun bir sene daha olgunlaşıp, o şekilde NBA şovuna çıkması bana hemen bu sene girmesine kıyasla daha iyi sonuç verebilir gibi geliyor.
Gelecekte NBA’in franchise yüzlerinden biri olma potansiyeli taşıyan Andre Drummond kesinlikle takip edilmesi gereken bir oyuncu. Bundan 4-5 sene sonra All-star seçildiğinde “ben bu çocuğu daha kolejdeyken takip ediyordum” demenin keyfi başka olacak diye düşünüyorum. Oyuncunun yapabileceklerini kağıt üzerinde anlatmaya çalıştım ama tabi ki izlemesi daha keyifli. Karşınızda Andre Drummond! (Lütfen 1.36'ya ve 2.02'ye özel olarak dikkat..)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder