1 Aralık 2011 Perşembe
Euroleague’de hücum yapamamak, Galatasaray M.P
Bir kez daha etkili bir şekilde hücum yapmayı beceremeyen Galatasaray M.P, bu akşam Rusya’da Unics Kazan deplasmanında 4. mağlubiyetini (72-61) aldı. Böylelikle ligde 3 galibiyet ve 4 mağlubiyeti olan Galatasaray’ın grubunda 4.lük mücadelesi yapması hemen hemen (Siena’nın bu akşam galip gelmesi gerekiyor.) kesinleşti. Zaten gruplar çekilip kupa başlarken de ideal olan sonuç grupta 4.’lüktü. Bu yolda altına almasını beklediğimiz iki rakibiyle oynadığı 3 maçın hepsinde galip gelen Galatasaray’ın, son hedef maçı da Abdi İpekçi’de oynanacak olan Union Olimpija maçı. Her ne kadar Kaukenas’ın sakatlığıyla beraber önümüzdeki Siena maçı için umut doğmuş olsa da, esas önemli olan maç Sloven ekibiyle oynayacağımız maç.
Peki, bizden güçlü rakiplere karşı neden bir türlü “olmuyor”? Bunun cevabı kabak gibi karşımızda duruyor; hücum yapamamak. Aslında iki senedir hücumda yaşanan bu sıkışmalar Galatasaray’ın bir türlü çözemediği en bariz sorunu. Bu sorunun çözümü amacıyla Jaka Lakovic ve Darius Songaila gibi iki ofansif oyuncu transfer edildiyse de, gerek bu oyuncuların yetersiz katkıları; gerek ise diğer hücum varyasyonlarının sert savunmalara karşı güvenilir bir şekilde işlememesi, bu sorunun çözümünü engelliyor. Bugün de gördük ki, Galatasaray “o” oyuncuyu böylesi güçlü rakiplerle oynanan karşılaşmalarda çıkartmakta zorlanıyor. Bu oyuncuya en yakın olması beklenen Lakovic, bence bugün gayet iyi bir performans sergilese de o da takımı alıp taşıyamıyor işte. Çünkü en basitinden bu tarz takımlar (Siena,Barça,Kazan) hem bulduğu boş dış şutları yüksek yüzdeyle potanın içine sokuyor, hem de hiçbir Türk takımı gibi serbest atış krizleri yaşamıyor. Gerek daha fazla çalışarak, gerekse zaman ile daha da tecrübe kazanarak bu negatif yönlerin törpülenmesi gerekiyor.
Maçtan bahsederken küçük bir eleştiri de Oktay Mahmuti’ye yapmak istiyorum. Songaila’nın kenarda biraz fazla tutulup, unutulduğunu düşünüyorum. Özellikle de 4 numaradan verim alınamayan bu maçta, kendi şutunu oynayabilen bir Songaila hücumu rahatlatabilirdi. Keza maça kötü başlamamıştı da Songaila. Ancak saha dışında fazla kalması da ritmini kaybetmesine sebep oldu. Belki de Mahmuti’nin eleştirilebilecek tek rotasyon sorunu Litvanya’lı oyuncuyla ilgili.
Artık hedef biraz daha belli ve temsilcimizin elinde duruyor. Siena maçının kazanılması tabi ki verilecek bir mesaj ve takımın özgüveni için çok değerli olur. Ancak bu “olursa güzel olur” tarzı bir maç. Galatasaray ile ilgili bir diğer soru ise Zaza Pachulia’nın gidişiyle doğacak olan boşluğa bir takviye yapılıp yapılmayacağı. Bildiğim kadarıyla Oktay Mahmuti bu bölgeyi ekstra bir takviye yapmadan Sertaç ile kapatmayı düşünüyor. Ne yazık ki Euroleague düzeyinde bu değişik tutması imkansıza yakın bir değişiklik. Andric’in hücum ve savunmada çok kolay faul aldığını da düşünürsek, Andric, Sertaç, Furkan üçlüsünün gruptan top 16 için çok yetersiz olduğu kesin. Tabi ki transfer boncuk ile yapılmıyor ve şu anki piyasada hemen bir oyuncu bulmak zor ama bir fırsat çıkarsa da değerlendirmek gerekiyor.
Son olarak unutulmamalı ki, tarihinde ilk kez Euroleague oynayan bir takım için top 16 yapmak da gayet başarılı bir sonuç. Hemen Türk karakterimizi gösterip deli gibi eleştirilere maruz bırakmayalım ve olayların biraz pozitif yanlarını da görmeye çalışalım. Sonuç olarak her düzenli başarının altında sabır ve sistem yatıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder