21 Aralık 2011 Çarşamba

Atlanta Hawks Değerlendirmesi





Evet arkadaşlar. NBA’de lockout sona erdi herkesin bildiği gibi ve takımlar transfer çılgınlıklarına başladı. NBA’de ki otuz takımın hepsinin analizlerini yapacağım ilerleyen günlerde ve bunu alfabetik sıraya göre yapacağım. Kendi fikrime göre, bu takımların artılarını, eksiklerini, yaptıkları oyuncu transferlerinin kendimce ne kadar doğru bulduğumu yazacağım. Tabii bu konuda iki tane istisnamız var. ( Dallas Mavericks ve Los Angeles Clippers analizleri zaten çiçek gibi yayında )Bu sezonun ilk değerlendirmesi Atlanta Hawks.

Öncelikle kısa bir Atlanta değerlendirmesi yapmak istiyorum. Bu takımın çekirdeği belli. Joe Johnson, Josh Smith, Al Horford. Belki Marvin Williams’ı da ekleyebiliriz ama ben o çekirdeğin bir parçası olarak görmüyorum. Senelerdir bu çekirdekle belli bir düzeyde basketbol oynuyorlar ve başarılı da olduklarını söyleyebiliriz. Ama gerçekten kapasitelerinin bu olduğu kanaatindeyim. Mike Woodson gönderildi Larry Drew geldi yerine geçen sene ama değişen yine bir şey olmadı. İlk turda Orlando’yu Jamal Crawford sayesinde elediler ama ikinci Doğu Konferansı yarı finallerinde elendiler. Bu takımın bence en önemli problemi tamamen isolation’a dayalı pozisyonlarına göre undersized oyunculardan kurulu bir ekip olmaları. Al Horford NBA’e ilk geldiğinde tam bir 5 numara olması düşünülmüyordu, keza Josh Smith bir 3 numarayken kendini bu sistemde 4 numarada oynarken buldu. Eğer ki sağlam bir pivot edinebilseler, böyece Horford ve Smith birer pozisyon aşağı inecek ve inanılmaz bir size üstünlüğü kurabilirler fakat ne geçtiğimiz senelerdeki hamleler ne de bu seneki, şu ana kadar yapılan hareketler bu noktada bir sıkıntı yaşadıklarını düşünmediklerini gösteriyor.


Geçen seneki kadronun en önemli parçalarından Jamal Crawford’u kaybettiler ki gerçekten çok büyük bir hata. Çeşitli kaynaklardan okuduğum haberlere göre yönetim onu tutmak için pek bir çapa göstermemiş. Ama tabi kesin yapılan bir açıklama okumadım. Ama sonuç olarak Jamal Crawford, Portland Trail Blazers ile imzaladı. İkinci kaybettikleri isim ise Damien Wilkins. Geçtiğimiz sezon rotasyonda çok ta önemli bir rol üstlenmiyordu. ( tabii ki bir sakatlık yaşanmadıysa ). Takıma katılanlardan ilki Jerry Stackhouse. Ya bazen öyle hareketler vardır ki anlam veremezsin. Benim için bu transfer de aynen öyle. Ya bu adam kaç yaşına gelmiş artık ne fayda verebilir? 08-09’dan bu yana sadece elli dokuz ( rakamla 59 ) maçta oynayabilmiş birisinden mucizevi bir katkı mı bekliyor Atlanta yönetimi bilemiyorum. İkinci transfer ise, Tracy McGrady. Kariyerinin yaşadığı sakatlıklar yüzünden nasıl sekteye uğradığını hepimiz biliyoruz. Şahsen bu adamı, tarzını çok sevdiğimden, geri dönme çalışmalarına hep bir umutla bakmıştım. Fakat en son New York Knicks’te ki görüntüsünden sonra bu iş herhalde olmayacak demiştim. Ama geçtiğimiz sezon felaket Detroit Pistons takımında göze batan iyi performanslardan biriydi kanımca. Geçen sezon 72 maça çıktı ve sezonun ikinci yarısında 39 maçta ilk 5 çıktı. Bir çok maçını da canlı seyrettim ve tabii ki eski T-mac değil. Ama bu adam NBA’de 30.1 sayı ortalaması tutturmuş biri ve hala bu oyunu, eski atletizmi olmadan, aklını, pas yeteneğini kullanarak faydalı olabileceğini gösterdi. Ve Atlanta’ya özellikle Marvin Williams’ın tökezlediği dönemlerde ( ki 82 maçın birkaçı hariç hemen hemen hepsinde beklentilerin altında kalacağına kesin gözüyle bakıyorum ) bu takıma katkı vereceğine inanıyorum. Bir diğer transfer Vladimir Radmanovic. Radmanovic’in iş ahlakı konusunda ne kadar ciddi!! olduğunu biliyoruz. İyi bir şutör fakat o kadar. Zaman zaman, bazı maçlarda katkı verecektir ama bu takımı bir üst seviyeye çıkarabilecek hareket değil. Son transfer ise Jannero Pargo. Tecrübeli oyun kurucu bu takımın Kirk Hinrich ve Jeff Tegaue’den sonraki üçüncü oyun kurucusu olacak. Çok fazla dakika alıp katkı vereceğini düşünmüyorum ama her takımda yaptığı gibi, bir maç çıkıp beş-altı üçlük atıp maçı çevirebilir.

Uzun lafın kısası, bu kısa sezonda Atlanta Hawks’ın geçen seneki başarılarının üstüne yeni başarılar ekleyebileceğini düşünmüyorum. Hele ki karşılarında Richard Hamilton takviyesi yapmış bir Chicago Bulls, üç süperstarlı Miami Heat, nolursa olsun veteran kadrosuyla her zaman iddialı Boston Celtics ve şimdilik Howard’ı kadrolarında tutabilmiş bir Orlando Magic varken.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder