13 Aralık 2011 Salı

Tutmayın küçük enişteyi! (L.A Clippers)



Belki de Amerika’nın en parlak ve ışıltılı şehri; Los Angeles. Bir de bu şehirde bir basketbol takımı Lakers; tarihi başarılarla dolu, NBA denince akla gelen ilk markalardan.. İşte bu göz alıcı isimlerin yanında bir basketbol takımı daha var; Clippers. Ayın karanlık yüzündeki bu basketbol takımı L.A Clippers’ın tarihi ise büyük abisinin gölgesinde hiç gün yüzü görememiş. Şimdilerde ise yeni ve yetenekli bir jenerasyon yakaladı bu makus talihli takım. Bu sefer daha bir optimist bakıyor geleceğe Los Angeles’ın ezilen cephesi.

Yeni jenerasyonun ilgi çekici oyuncularının başlarında gelen Eric Gordon ve Blake Griffin bu yeni oluşturulan Clippers takımının da en önemli yıldızları. Muazzam bir atlet olan ve gününde olduğu zaman neredeyse durdurulamaz bir silah olan Blake Griffin’in geçtiğimiz sezon yarattığı havayı sırf All-star haftasonuna bakarak bile çok net bir şekilde görebiliriz. Eric Gordon ise Kaan Kural’ın tabiriyle yeni Ray Allen olma yolunda ilerliyor. Yüksek atletizmini mükemmele yakın bir dış şut ile birleştiren Gordon hangi takıma gitse, o takımın önemli bir parçası olabilecek kalibrede. İnşa edilmeye başlanmış ve önümüzdeki yıllarda geliştirilecek olan bu takımın temelini de şüphesiz ki bu iki genç yıldız oluşturacak. 4 numara ve 2 numara tamam, peki ya diğer bölgeler?

Bu ikilinin baş yancısı ise genç, dinamik ve patlayıcı enerjisiyle pota altı oyuncusu DeAndre Jordan. Bu sene sınırlı serbest kalan DeAndre Jordan’ı Golden State’in teklifini match ederek bana göre gayet doğru bir kararla takımda tuttu Clippers. Keza Blake Griffin gibi muazzam bir hücum oyuncusuna sahipken 5 numarayı da Jordan gibi savunma özellikleri ağır basan (ciddi bir blok tehdidi) ve atletik kabiliyetleriyle takıma uyum sağlayabilecek bir pota altıyla doldurmak bence gayet güzel bir hamle. Jordan’ın biraz da sırtı dönük hücumu gelişmiş olsaydı mükemmel bir ikili olabilirdi bu gençler.


Pivot pozisyonunu da böyle doldurduk, kaldı geriye oyun kurucu ve kısa forvet. Oyun kurucu için baş hedef hiç şüphe yok ki Chris Paul’dü. Geçtiğimiz günlerde çok önemli bir teklifle Stern’in kapısını çalan Clippers, NBA’in önlenemez aç gözlülüğüyle yerine oturtulmuştu. Minnesota’nın 2012 draft hakkının başrolde olduğu ve yanında genç oyuncular + Kam-an ile süslenen bu teklif bana kalırsa gayet makuldü. Tabi ki Eric Gordon’ın Clippers’ta kalması şartıyla! Ancak bu iki ekibin görüşmelerinin tamamen sona ermediği ve tekrar masaya oturacakları söyleniyordu. Clippers ise bir adım geriye atmış durumda. Ne olur bilmem.

Chris Paul’e yapılan ilk teklifin reddedilmesinin ardından, Clippers yönetimi tecrübeli oyun kurucu Chauncey Billups ile sözleşme imzaladı. Bence son derece yerinde bir hamle. Takım politikası gereğince, Billups’ın alacağı para açıklanmamış. Ancak bazı kaynaklar tarafından bu miktarın 2m dolar civarı olacağını belirtiliyor. Demin yukarıda saydığımız gibi atletik ve genç oyunculardan kurulu Clippers’ın dümeninin, Billups gibi tecrübeli ve kaliteli bir oyuncuya teslim edilmesi çok doğru. Ayrıca Los Angeles Clippers takımının hızlı tempoda oynaması gerektiğini düşünüyorum. Keza Billups’ın da ortalamanın biraz üzerinde tempo yapan Denver Nuggets’taki performansını hepimiz yakinen biliyoruz ama daha da hızlı bir tempo olan New York Knicks’e pek uygun olmadığını tecrübe ettik. Bu anlamda Clippers’taki olası performansı benim açımdan merak uyandırıcı. Yalnız Vinny Del Negro’nun da Mike Di’Antoni basketbolu oynatmayacağını düşünecek olursak, Billups bu işi gayet güzel bir şekilde kıvırır. Takımın saha içindeki beyni olması açısından yükü gayet ağır olacak. Tabi ki şöyle de bir şey var; bu oyuncu takas malzemesi olarak alınmış olabilir. Hiç sanmıyorum o başka, 35 yaşındaki Billups’ı takas malzemesi olarak kullanmak çok cazip değil. Bu kadar kısa sürede bu çok takas olurken insan ister istemez paranoyaklaşıyor.


Geriye kalıyor ilk 5’in son parçası; kısa forvet. Bu bölgeye de bir başka tecrübeli oyuncu Caron Butler’ı monte etti Clippers. Yani free agent havuzundan bir başka kaliteli takviye daha. Geçtiğimiz sezon Dallas Mavericks’teki 26 maçında 15 sayı 4 rebound ortalaması yakalayan otuz yaşındaki oyuncu Los Angeles şehrinin küçük çocuğu için çok yerinde bir transfer. Keza Billups’ın da Caron Butler’ın da profesyonellik olarak üst düzey olan ve egoları düşük olan oyuncular olması, bu genç ve dinamit gibi olan ekip için ayrı bir önem de arz ediyor. Baron Davis ile Billups'ı kıyaslayacak olursak, ne demek istediğimi daha net görebiliriz.

Gelelim ilk 5’in dışına. Yedekler ve koç Vinny Del Negro. Mo Williams, Al-Faruq Aminu, Chris Kaman ve Eric Bledsoe bana kalırsa yedeklerin içinde ön plana çıkanlar. Ancak tabi ki, bu oyuncuların biri ve ya birden fazlası olası bir takasta takımdan ayrılabilir. Şu içinde bulunduğumuz günler takas açısından akıl almaz hızlı geçiyor. Yani hiç beklenmedik anlarda, beklenmedik anlaşmalar söz konusu olabiliyor. Bu açıdan şimdilik bu oyuncularla ilgili çok yorum yapmayalım. Muhtemelen gidecek olanlar olacak çünkü, sonradan dediğimizi yutmayalım. Ancak bana göre kenarda bekleyen oyuncular ,şu an için çok üst düzey olmasa da, (bir Odom değiller tabi ki!) hiç fena değiller.


Ancak çok rahat üzerine konuşabileceğimiz bir konu var önümüzde; koç Vinny Del Negro. Ligin en kalitesiz birkaç koçundan biri olduğu kesin. Bu kadar keyif vadeden bir takımın başında Del Negro’nun olması da tabi ki bizim açımızdan üzücü. Oyuncuların ulaşabilecekleri seviyeye ulaşamamasındaki önemli etkenlerden biri olacaktır ve aynı zamanda takımın ulaşabileceği düzeyi törpüleyecektir. Hem saha içinde biçilen rollerde hem de maç içinde yaptığı veya yapmadığı hamlelerle birçok kez sınıfta kalmış bir hoca Vinny Del Negro. Son reel örnek olarak Chicago Bulls kazık gibi önümüzde dikiliyor işte. Bulls’un Del Negro ile yollarını ayırıp Tom Thibodeau ile yola devam etme kararının ardından yaptığı aşama dağlar kadar. Umalım da Los Angeles Clippers da bu kararı çok fazla uzatmaz ve başka bir koçla yoluna devam eder. Hele hele bir süper yıldız daha (Griffin benim için süper yıldızdır.) takıma katılırsa, başarısızlık emaresi gösterdiği anda kovulacaktır. En azından orası kesin diye bakıyorum.

Marko Jaric nedeniyle 2000’lerin ortalarına doğru sempatimin oluştuğu Clippers, belki de bu jenerasyon ile tarihinin en önemli başarılarına koşabilir. Belki gelişecek 1-2 takas ile bir önemli yıldızın daha kadroya eklenmesi + güzelinden bir koç değişikliği ile bu hedefler daha da somut olabilir. Bakalım yılların dalga konusu olan takımı Los Angeles Clippers bedbaht kaderini değiştirebilecek mi? En azından şimdilik; tutmayın küçük enişteyi!

1 yorum:

  1. yazı için eline sağlık levent, çok güzel olmuş. bir dipnot vereyim, amnesty ile gelen oyuncular 1 yıl boyunca takas edilemiyor kural gereği, bu sene billups'ı takasta kullanamazlar. zaten kullanmasınlar da dediğin gibi, bu maaşa böyle adamı bulmuşun, takas edip n'apacaksın. :) doğan.

    YanıtlaSil