3 Ocak 2012 Salı

Arena'da Çolak'ın gecesi!



Ligde ikinci devredeki ilk maçına çıkan Galatasaray evinde İstanbul Büyükşehir Belediye’yi 4-1 mağlup ederek üst üste 7. maçını kazandı. Kaçan pozisyonları da düşünecek olursak daha da farklı olabilirdi. Goller: Emre Çolak (2), Baros, Selçuk İnan ve Visca’dan geldi. Daha 7. Dakikada öne geçtikten kısa bir süre sonra maça tekrar beraberliğin gelmesiyle, ibre Galatasaray’dan İBB’ye kaysa da; maçın Fatih Terim ve öğrencileri için kolaylaştıran olay Webo’nun atılması oldu. Eğer ki maç on bire on bir devam etseydi kesinlikle ikinci yarı daha zor geçerdi.

Kırmızı kart pozisyonundan başlayayım. Kasıt olmayan her kırmızı kart benim hoşuma gitmiyor. Örneğin Elmander’in birkaç maç önce gördüğü kırmızı kart, örneğin bugün Pierre Webo’nun gördüğü kırmızı kart. Ancak istemeden de olsa ciddi şekilde Semih’in ayağına basıyor, Webo. Maç sırasında izlerken bana ağır bir karar gibi gelmişti hatta Halis Özkahya’nın Doka’yı atamadığı için etki altında kaldığını düşünmüştüm. Ancak maç sonrası bir fotoğraf gördüm ki, kesinlikle haklı bir kartmış. Keza pozisyon olduğunda Semih’in hali de aslında hareketin sertliği hakkında ipucu verebilirdi. Buyrun fotoğrafa bakın ve kararınızı siz verin. Bence kart çift taraf için de şanssız ama doğru.


Maçın yıldızı; Emre Çolak. Yıllardır bildiğimiz tanıdığımız Emre’nin ilk golünün şok etmediği biri yoktur sanıyorum. Demek ki, Emre şutlarıyla ilgili özel çalışmalar yapıyor. Çünkü topu alır almaz kendisini şut pozisyonuna göre ayarlaması bu konuyla ilgili özgüveninin yükseldiğinin göstergesidir. Hele ikinci golü de uzaktan atınca genç oyuncu eminim ki Hoca’sı başta herkesi çok umutlandırmıştır. Yalnız bence çok önemli olan bir diğer husus da, bu iki golü attıktan sonra gençliğin gazıyla her ayağına geleni kaleye yollamaması ve doğru oynamaya devam etmesi. Maç boyunca yine yaşının verdiği enerjiyle sürekli presini sürdürmesi çok değerli. Tebrikler Emre. Grafiğin daha da yükselerek sürsün.

Kazım, Baros ve Selçuk özel olarak değinmek istediğim diğer isimler. Selçuk ile başlayayım. Melo’nun yokluğunda daha normalden daha geride oynaması nedeniyle diğer maçlar kadar ismini cismini görmedik. Ancak çektiği frikik ve attığı gol ile yine kalitesini gösterdi. Hele ki attığı gol tam anlamıyla kaliteli adam işi. Topu önüne alışı, gelen rakibi görüp fiziğini kullanması ve açıyı ayarlayarak çıkarttığı muazzam plase büyük bir beceri. Baros’un gol atmasına ise özel olarak sevindim çünkü bugün çok çalıştı. Keza her maçta Baros’un ortasahaya bu kadar yardım ettiğini göremezsiniz. Son olarak da Kazım. Yahu bir insan gol yollarında bu kadar beceriksiz olamaz. Tribüne oynamak için de bu kadar efor sarfetmez. Sanıyorum beni Galatasaray maçı izlerken en uyuz eden adamların başında geliyor. Yapacak bir şey yok. Zaten boşu boşuna Gökhan Töre ve Amrabat gibi isimlerle ilgilenilmiyor. Ancak ben bir Mertan var oralarda diyorum..

İlk maçlar hep sıkıntılı maçlardır. Ancak şampiyonluk yolundaysanız sıkıntılı maçları da almanız gerekir. Galatasaray bunu başararak ikinci yarıya başladı. Ne olur, ne biter bilinmez. Ancak sarı-kırmızılılar iyi yolda. Farklı galibiyete rağmen dakika 85’te hala hırsla gol aranması da bu durumun bir göstergesi diyebiliriz. Son yıllara kıyasla çok farklı bir kimlik edinildiği kesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder