Geçen hafta ligin dibindeki Ankaragücü ile berabere kalan,
haftaiçinde kupa maçında G.Antep Büyükşehir’i zor da olsa mağlup eden Beşiktaş,
(özellikle taraftarlar arasında) ezeli düşmanı Bursaspor’u 3-1’le geçerek
üzerinde toplanmaya başlayan bulutları dağıtmış oldu.
İlk yarıda inanılmaz istekli ve saldıran bir Beşiktaş
izledik sahada. Rakip yarı alanda baskı kuran, pres yapan (ki ilk gol Necip’in
yaptığı pres sonucu geldi), sayısız pozisyona giren Kara-Kartallar, 2. yarıda
oyun hakimiyetini çok büyük oranla rakibi Bursaspor’a devretti. İşte ben buna
anlam veremiyorum. Muhteşem seyircisinin desteğiyle kendi evinde oynayan bir
takım, bu denli iyi oynadığı bir ilk yarı sonrası bu kadar kapanmamalı ikinci
devrede kendi yarı alanına. Berndt Schuster’in taktiği gibi şuursuzca 2 farkı
getirecek golü aramamalı tabii ki fakat, oyunun kontrolünü elinde tutması
gerekiyor bu denli kaliteli takımın. Buna önlem olarak ne yapılabilirdi diye
soracak olursak tek bir cevabı var : Carlos Carvalhal’in oyuna müdahelesi…
Carvalhal’ın oyuncu değişikliklerinde geç kaldığını
düşünmekteyim. Oyuna müdahele etmek için illa beraberlik golünü yemesi
gerekmiyor Beşiktaş’ın. İyi niyetiyle mücadele etse de, faydalı olmaya çalışsa
da 2. yarıda Edu oldukça ağır kaldı. Dakikalar 55 yada 60’ı gösterdiğinde
yapacağı bir Mustafa Pektemek yada Holosko – Edu değişikliği oyunun seyrini
anında değiştirebilir ve Beşiktaş, 3. golü bulup daha erken rahatlayabilirdi.
Eğer ki Beşiktaş, Bursaspor’dan baskı yediği ikinci yarıda beraberlik golünü
yemiş olsa ve sonrasında galibiyeti getirecek golü bulamasa, eminim ki bu
söylediklerim basında ciddi anlamda konuşulacaktı. Fakat galibiyet sonrası bunlar
göz ardı edilecektir muhtemelen.
Eh madem 3 forvetten 3 gol gelmiş, bireysel performans
değerlendirmemize de bu 3 oyuncuyu alalım. Öncelikle Almeida’dan başlayacak
olursak, kendisi son haftaların (bırakın Beşiktaş’ı, belki de ligin) en formsuz
forvetlerinden biri. Fakat bugün ben Almeida’yı çok beğendim. Sadece gol attığı
için değil, çok koştuğu çok mücadele ettiği için. Ayrıca kendisi, çok fazla ön
direk yada arka direk koşusu yapmaz, kafa toplarını direk kendisine beklerdi. Fakat
bu maçta bu koşuları yaptığını gördük Portekizli’nin. Beşiktaşlılar için
Almeida’nın form tutması sevindirici bir gelişme.
Edu’dan bahsedecek olursak, birçok özelliği eleştirilebilir
Edu’nun, fakat sol ayağıyla çok etkili şutlar çıkardığı yadsınamaz. Özellikle
sol çaprazdan ters direğe doğru çektiği şutlar çok etkili ki, Stoke City
maçındaki golü, bugünkü golü ve bugün kaçan 1 gol pozisyonu bahsettiğim şekilde
vurduğu toplardı Edu’nun.
Son olarak ise yine yeni yeniden Mustafa Pektemek..!
Kendisine artık Fenerbahçeli Semih Şentürk’ün bir zamanlar lakabı olan “Nöbetçi
Golcü” de diyebiliriz sanırsam. Her ne kadar geç dahil olursa olsun oyuna,
golünü atmayı başarıyor bu genç forvet. Aldığı süre/attığı gol oranlaması
yapılsa, ligde zirveye oynar çok rahat Mustafa Pektemek. Carvalhal, Mustafa’yı
çoğunlukla ilk 11’de tercih etmiyor, ben katılmasam da bu görüşüne, kendi
kararıdır. Bu durumda da yedek oturan, oyunun gidişatına göre oyuna girip skoru
her an değiştirebilecek bir Mustafa Pektemek’in olması da Carvalhal’in şansı
diyebiliriz.
Bursaspor’da ise takımdaki en büyük eksikliğin Afrika Kupası’na
giden sağ bek Basser olduğunu düşünüyorum. Basser’in yokluğunda sağ bek oynayan
yeni transfer Hakan Aslantaş’ın yaptığı kritik hatalar, takımına pahalıya mal
oldu. Olumlu performanslardan bahsedecek olursak da, ilk sıraları şüphesiz
Pablo Batalla, Sestak ve Ozan İpek alır. Üç isim de oldukça formda ve Bursaspor
takımını sıradan bir takım olmaktan çıkarıp fark yaratan isimler. Fakat
Bursaspor’un forvetsiz oynadığını düşünüyorum. Turgay Bahadır benim gözümde tam
bir forvet değil, daha çok yardımcı oyuncu olarak oynayabilir. Eee Bangura’da
beklenileni bir türlü veremedi..? İşte asıl sıkıntı, üzerinde durulması gereken
nokta bu bence Bursaspor’da.
Yazımı sonlandırmadan ufak bir parantez de maçın kahramanı Necip
Uysal’a. Maç boyunca 2 orta açtı, 2sinin de adrese teslim ve harika ortalar
olduğunu gördük. Bu, Necip’in bu yönünü geliştirmeye başladığını gösteriyor.
Fakat daha da çok insiyatif almalı maç içinde. Uzun zamandır ileriye değil
geriye gidiyor, kendini geliştiremiyor diye düşünülen Necip Uysal’ın bu
performansı tüm Beşiktaşlıları mutlu etmiş olmalı. Ama böyle oynadığı bir maçta
sakatlanması büyük talihsizlik ne yazıkki. Umarım en kısa zamanda sahalara geri
döner bu genç yetenek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder