16 Ocak 2012 Pazartesi

Kartal'ın 3 forvetinden 3 gol



Geçen hafta ligin dibindeki Ankaragücü ile berabere kalan, haftaiçinde kupa maçında G.Antep Büyükşehir’i zor da olsa mağlup eden Beşiktaş, (özellikle taraftarlar arasında) ezeli düşmanı Bursaspor’u 3-1’le geçerek üzerinde toplanmaya başlayan bulutları dağıtmış oldu.

İlk yarıda inanılmaz istekli ve saldıran bir Beşiktaş izledik sahada. Rakip yarı alanda baskı kuran, pres yapan (ki ilk gol Necip’in yaptığı pres sonucu geldi), sayısız pozisyona giren Kara-Kartallar, 2. yarıda oyun hakimiyetini çok büyük oranla rakibi Bursaspor’a devretti. İşte ben buna anlam veremiyorum. Muhteşem seyircisinin desteğiyle kendi evinde oynayan bir takım, bu denli iyi oynadığı bir ilk yarı sonrası bu kadar kapanmamalı ikinci devrede kendi yarı alanına. Berndt Schuster’in taktiği gibi şuursuzca 2 farkı getirecek golü aramamalı tabii ki fakat, oyunun kontrolünü elinde tutması gerekiyor bu denli kaliteli takımın. Buna önlem olarak ne yapılabilirdi diye soracak olursak tek bir cevabı var : Carlos Carvalhal’in oyuna müdahelesi…

Carvalhal’ın oyuncu değişikliklerinde geç kaldığını düşünmekteyim. Oyuna müdahele etmek için illa beraberlik golünü yemesi gerekmiyor Beşiktaş’ın. İyi niyetiyle mücadele etse de, faydalı olmaya çalışsa da 2. yarıda Edu oldukça ağır kaldı. Dakikalar 55 yada 60’ı gösterdiğinde yapacağı bir Mustafa Pektemek yada Holosko – Edu değişikliği oyunun seyrini anında değiştirebilir ve Beşiktaş, 3. golü bulup daha erken rahatlayabilirdi. Eğer ki Beşiktaş, Bursaspor’dan baskı yediği ikinci yarıda beraberlik golünü yemiş olsa ve sonrasında galibiyeti getirecek golü bulamasa, eminim ki bu söylediklerim basında ciddi anlamda konuşulacaktı. Fakat galibiyet sonrası bunlar göz ardı edilecektir muhtemelen.

Eh madem 3 forvetten 3 gol gelmiş, bireysel performans değerlendirmemize de bu 3 oyuncuyu alalım. Öncelikle Almeida’dan başlayacak olursak, kendisi son haftaların (bırakın Beşiktaş’ı, belki de ligin) en formsuz forvetlerinden biri. Fakat bugün ben Almeida’yı çok beğendim. Sadece gol attığı için değil, çok koştuğu çok mücadele ettiği için. Ayrıca kendisi, çok fazla ön direk yada arka direk koşusu yapmaz, kafa toplarını direk kendisine beklerdi. Fakat bu maçta bu koşuları yaptığını gördük Portekizli’nin. Beşiktaşlılar için Almeida’nın form tutması sevindirici bir gelişme.

Edu’dan bahsedecek olursak, birçok özelliği eleştirilebilir Edu’nun, fakat sol ayağıyla çok etkili şutlar çıkardığı yadsınamaz. Özellikle sol çaprazdan ters direğe doğru çektiği şutlar çok etkili ki, Stoke City maçındaki golü, bugünkü golü ve bugün kaçan 1 gol pozisyonu bahsettiğim şekilde vurduğu toplardı Edu’nun.

Son olarak ise yine yeni yeniden Mustafa Pektemek..! Kendisine artık Fenerbahçeli Semih Şentürk’ün bir zamanlar lakabı olan “Nöbetçi Golcü” de diyebiliriz sanırsam. Her ne kadar geç dahil olursa olsun oyuna, golünü atmayı başarıyor bu genç forvet. Aldığı süre/attığı gol oranlaması yapılsa, ligde zirveye oynar çok rahat Mustafa Pektemek. Carvalhal, Mustafa’yı çoğunlukla ilk 11’de tercih etmiyor, ben katılmasam da bu görüşüne, kendi kararıdır. Bu durumda da yedek oturan, oyunun gidişatına göre oyuna girip skoru her an değiştirebilecek bir Mustafa Pektemek’in olması da Carvalhal’in şansı diyebiliriz.


Bursaspor’da ise takımdaki en büyük eksikliğin Afrika Kupası’na giden sağ bek Basser olduğunu düşünüyorum. Basser’in yokluğunda sağ bek oynayan yeni transfer Hakan Aslantaş’ın yaptığı kritik hatalar, takımına pahalıya mal oldu. Olumlu performanslardan bahsedecek olursak da, ilk sıraları şüphesiz Pablo Batalla, Sestak ve Ozan İpek alır. Üç isim de oldukça formda ve Bursaspor takımını sıradan bir takım olmaktan çıkarıp fark yaratan isimler. Fakat Bursaspor’un forvetsiz oynadığını düşünüyorum. Turgay Bahadır benim gözümde tam bir forvet değil, daha çok yardımcı oyuncu olarak oynayabilir. Eee Bangura’da beklenileni bir türlü veremedi..? İşte asıl sıkıntı, üzerinde durulması gereken nokta bu bence Bursaspor’da.

Yazımı sonlandırmadan ufak bir parantez de maçın kahramanı Necip Uysal’a. Maç boyunca 2 orta açtı, 2sinin de adrese teslim ve harika ortalar olduğunu gördük. Bu, Necip’in bu yönünü geliştirmeye başladığını gösteriyor. Fakat daha da çok insiyatif almalı maç içinde. Uzun zamandır ileriye değil geriye gidiyor, kendini geliştiremiyor diye düşünülen Necip Uysal’ın bu performansı tüm Beşiktaşlıları mutlu etmiş olmalı. Ama böyle oynadığı bir maçta sakatlanması büyük talihsizlik ne yazıkki. Umarım en kısa zamanda sahalara geri döner bu genç yetenek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder