26 Temmuz 2012 Perşembe

Yeni Keita mıydı Yahu Bu Pino?



Keita’nın 8.5 milyon avro civarına satılması, benim açımdan doğruydu. Aslında Keita, tam benim izlemekten büyük zevk aldığım türde bir kanat oyuncusu. Çok yetenekli olmasının yanında, hem güçlü hem de muazzam bir hıza sahip. Ancak müthiş bir istikrar sorunu vardı. 2 maç ardı ardına şov yapıp (özellikle Sami Yen’de) 3 maç ortalarda görünmeyebiliyordu. Bu istikrarsızlığa “şovmenliğini” ekleyince, böyle büyük bir bonservis bedeli karşılığında satılmasını doğru bulmuştum. Esas yanlış bundan sonra başladı. Sen Keita gibi bir topçuyu yolluyorsan, yine gidip kaliteli bir isim alman lazım. Ucuz etin yahnisine kaçıp, adı sanı duyulmamış Pino’yu getirirsen, risk de büyük olur.

Pino belli bir takım yeteneklere sahip olsa da, futbolu gram olgunlaşmamış bir oyuncu. Nerede ne yapacağını bilmeyip, halı sahada orta sahadan şut çeken bencil çocuklar gibi. Özellikle de Rijkaard gibi bir “sistem” hocasına oldukça ters gelen bir adam. Şimdi hakkını yemeyelim, iyi maçlar da çıkardı genç oyuncu. Özellikle forvette değerlendirildiğinde biraz daha verimli olduğunu gösterdi. Yine de bu haliyle kesinlikle Galatasaray’ın futbolcusu değildi ki, zaten Fatih Terim göreve gelir gelmez Kolombiyalının biletini kesti.

Şimdi o 3 milyon avroya alınan Pino, 100 bin avro bonservis bedeli karşılığında Mersin’in yolunu tuttu. 100 bin demek zaten sembolik bir fiyat demek. Benim beklentim 300 bin avro civarında satılması yönündeydi ama bu kadara layık görülmüş. Aslında çok da normal ki, zaten dengesiz olan Pino geçen sezon ayağını kırdığı için aylarca futbol oynayamadı. Bu transfer Mersin için ucuzluğu açısından çok riskli bir iş değil. Bu deneme tutarsa, kazanç da büyük olur. Benim görüşüm Pino’nun forvette değerlendirilmesinin daha verimli olacağı yönünde. En azından o bölgede oynadığı zaman patlayıcılığını kullanarak bir şeyler üretebiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder