Beşiktaş, bugün deplasmanda Orduspor’la zar zor 1-1 berabere
kalarak ligde son 8 haftada topladığı puan sayısını 5’e yükseltmiş oldu. Yani
Türkiye’nin 3 büyük kulübünden biri olan Beşiktaş, son 8 haftaya göre puan
tablosu yapılsa, küme düşecek. Buna ek olarak, UEFA’da Braga’ya karşı zor
geçilen tur ve ilk maçta Atletico deplasmanında Beşiktaş’ın belki de tarihi bir
farktan kurtulması… Peki bu Beşiktaş nereye gidiyor ?!
Hiç iyiye gitmiyor. Lider Galatasaray’ın tamı tamına 19 puan
gerisinde kalan Siyah-Beyazlıların, UEFA da yoluna devam etme ihtimali ise
bence mucizelere bağlı. Futbolda asla erken konuşmamalısınız, fakat haftalardır
Beşiktaş’ın oynadığı futbolu izleyip de tur için inançlı olmak gerçekten çok
güç. Umarım yanılırım…
Beşiktaş’ın son birkaç maçını değerlendirdiğimizde
(özellikle son 2 haftaki Trabzon ve Ordu maçları) takımın hiçbir şekilde hücum
yapamadığını görüyoruz. Gerçekten çok enteresan. Kendi alanında düşük tempoda
top çeviren Beşiktaşlı oyuncular, rakip yarı alana topu taşıyamıyor, taşısa da
yalnızca birkaç saniye topu rakip yarı alanda tutabiliyor ve özellikle, kendi
yarı alanından çıkmaya çalışırken rakipten gelen bir baskıyla çok fazla top
kaybedebiliyorlar. Böyle olunca da bırakın gol bulmayı, gol pozisyonuna
girmekte hatta kaleye isabetli şut çekmekte bile güçlük çekiyorlar. Ufak bir
hatırlatma yapmamız gerekirse, Cenk’in devleştiği maçta Beşiktaş Trabzonspor’a
2-1 yenilmiş, kaleyi bulan ilk ve tek isabetli şutu gol olmuştu
Siyah-Beyazlıların. Orduspor maçında da senaryo pek de farklı değildi.
Özellikle bugünkü Orduspor maçı boyunca çoğu zaman toplu
oyuncuyu değil, topsuz alandaki Beşiktaşlı oyunculara dikkat ettim. Bir oyuncu
topla buluştuğunda, diğer hiçbir oyuncu topsuz koşu yapmıyor, topu almaya gelen
hiç kimseyi göremiyorsunuz. Barcelona’nın bu konuda dünyada bir numara olduğu,
oyuncuların pozisyonlarına kilitli kalmayıp, sık sık yer değiştirip
birbirleriyle pas trafiğinde bulunma durumu (oyun akıcılığı) Beşiktaş’ta hiç
yok, sıfır ! Bunu az da olsa başaramadan hücumda başarılı olmak imkansız gibi.
Dolayısıyla Beşiktaş’ın en büyük gol silahı, bu işleri yapamadığı için duran
toplar.
Bu denli geniş ve Türkiye için iyi bir kadrosu bulunan
Beşiktaş’ın, bu denli ümitsiz oyunu, tek gol ümidinin sanki 2.lig takımıymış
gibi duran toplar olması, Beşiktaş taraftarını gün geçtikçe daha çok
kahretmekte. Peki ya sormak isterim, bu takım antrenman yapmıyor mu ? Antrenman
boyunca sadece düz koşu ve duran top mu çalışıyor bu takım ? Yada Carlos
Carvalhal takıma hiçbir taktik vermiyor da çıkın oynayın mı diyor ? Neden
bunları soruyorum, çünkü sahaya yansıyan bunlar. Bu yorgunluk yada formsuzluk
değil, bambaşka bir durum…
Başarısızlığın en büyük sorumlularından biri olarak gördüğüm
Carlos Carvalhal ile ilgili yakında apayrı bir yazı ile kendisini
değerlendireceğiz. Diğer faktörlerden azıcık bahsetmek gerekirse, şüphesiz ilk
söyleyeceğimiz şeyler Beşiktaş’ın yaşadığı ekonomik problem, eski başkan
Yıldırım Demirören ve yönetiminin gerek sportif gerek mali her konuda sınıfta
kalmış olmaları, kısacası Beşiktaş’ın hiç iyi yönetilememiş olmasıdır. Bunlara
ek olarak ise (tüm takımı bunun içinde tutamam ancak) birçok oyuncunun sorumsuz
davranışları gelmekte. Hiçbir oyuncu Beşiktaş’tan üstün değildir ve oynadıkları
takıma terlerinin son damlasına kadar hizmet etmek zorundadırlar (ekonomik
sıkıntılar yüzünden paralarını alamasalar bile), ancak özellikle Quaresma ve
Sidnei başta olmak üzere bazı oyuncular bunun bilincine varamamışlar hala…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder