11 Mart 2012 Pazar

Beşiktaş nereye gidiyor ?!


Beşiktaş, bugün deplasmanda Orduspor’la zar zor 1-1 berabere kalarak ligde son 8 haftada topladığı puan sayısını 5’e yükseltmiş oldu. Yani Türkiye’nin 3 büyük kulübünden biri olan Beşiktaş, son 8 haftaya göre puan tablosu yapılsa, küme düşecek. Buna ek olarak, UEFA’da Braga’ya karşı zor geçilen tur ve ilk maçta Atletico deplasmanında Beşiktaş’ın belki de tarihi bir farktan kurtulması… Peki bu Beşiktaş nereye gidiyor ?!

Hiç iyiye gitmiyor. Lider Galatasaray’ın tamı tamına 19 puan gerisinde kalan Siyah-Beyazlıların, UEFA da yoluna devam etme ihtimali ise bence mucizelere bağlı. Futbolda asla erken konuşmamalısınız, fakat haftalardır Beşiktaş’ın oynadığı futbolu izleyip de tur için inançlı olmak gerçekten çok güç. Umarım yanılırım…

Beşiktaş’ın son birkaç maçını değerlendirdiğimizde (özellikle son 2 haftaki Trabzon ve Ordu maçları) takımın hiçbir şekilde hücum yapamadığını görüyoruz. Gerçekten çok enteresan. Kendi alanında düşük tempoda top çeviren Beşiktaşlı oyuncular, rakip yarı alana topu taşıyamıyor, taşısa da yalnızca birkaç saniye topu rakip yarı alanda tutabiliyor ve özellikle, kendi yarı alanından çıkmaya çalışırken rakipten gelen bir baskıyla çok fazla top kaybedebiliyorlar. Böyle olunca da bırakın gol bulmayı, gol pozisyonuna girmekte hatta kaleye isabetli şut çekmekte bile güçlük çekiyorlar. Ufak bir hatırlatma yapmamız gerekirse, Cenk’in devleştiği maçta Beşiktaş Trabzonspor’a 2-1 yenilmiş, kaleyi bulan ilk ve tek isabetli şutu gol olmuştu Siyah-Beyazlıların. Orduspor maçında da senaryo pek de farklı değildi.

Özellikle bugünkü Orduspor maçı boyunca çoğu zaman toplu oyuncuyu değil, topsuz alandaki Beşiktaşlı oyunculara dikkat ettim. Bir oyuncu topla buluştuğunda, diğer hiçbir oyuncu topsuz koşu yapmıyor, topu almaya gelen hiç kimseyi göremiyorsunuz. Barcelona’nın bu konuda dünyada bir numara olduğu, oyuncuların pozisyonlarına kilitli kalmayıp, sık sık yer değiştirip birbirleriyle pas trafiğinde bulunma durumu (oyun akıcılığı) Beşiktaş’ta hiç yok, sıfır ! Bunu az da olsa başaramadan hücumda başarılı olmak imkansız gibi. Dolayısıyla Beşiktaş’ın en büyük gol silahı, bu işleri yapamadığı için duran toplar.

Bu denli geniş ve Türkiye için iyi bir kadrosu bulunan Beşiktaş’ın, bu denli ümitsiz oyunu, tek gol ümidinin sanki 2.lig takımıymış gibi duran toplar olması, Beşiktaş taraftarını gün geçtikçe daha çok kahretmekte. Peki ya sormak isterim, bu takım antrenman yapmıyor mu ? Antrenman boyunca sadece düz koşu ve duran top mu çalışıyor bu takım ? Yada Carlos Carvalhal takıma hiçbir taktik vermiyor da çıkın oynayın mı diyor ? Neden bunları soruyorum, çünkü sahaya yansıyan bunlar. Bu yorgunluk yada formsuzluk değil, bambaşka bir durum…

Başarısızlığın en büyük sorumlularından biri olarak gördüğüm Carlos Carvalhal ile ilgili yakında apayrı bir yazı ile kendisini değerlendireceğiz. Diğer faktörlerden azıcık bahsetmek gerekirse, şüphesiz ilk söyleyeceğimiz şeyler Beşiktaş’ın yaşadığı ekonomik problem, eski başkan Yıldırım Demirören ve yönetiminin gerek sportif gerek mali her konuda sınıfta kalmış olmaları, kısacası Beşiktaş’ın hiç iyi yönetilememiş olmasıdır. Bunlara ek olarak ise (tüm takımı bunun içinde tutamam ancak) birçok oyuncunun sorumsuz davranışları gelmekte. Hiçbir oyuncu Beşiktaş’tan üstün değildir ve oynadıkları takıma terlerinin son damlasına kadar hizmet etmek zorundadırlar (ekonomik sıkıntılar yüzünden paralarını alamasalar bile), ancak özellikle Quaresma ve Sidnei başta olmak üzere bazı oyuncular bunun bilincine varamamışlar hala…

Her ne kadar play-off olsa da, ben Beşiktaş’ın bulunduğu şu konumda ve çektiği sıkıntılar yüzünden lige havlu attığını düşünüyorum artık. UEFA’da ise işler mucizeye kaldı. Bu sezon da böyle heba olup geçecek gibi. Mart sonlarına doğru seçilecek yeni başkan ve yönetiminin Beşiktaş’ın önümüzdeki sezon ve sezonlarda gidişatında önemli payı olacak. Çünkü Beşiktaş'ın geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarıp kısa vadeli başarı hedefi değil, uzun vadede hedeflerini çizmesi gerekiyor, bu iş de yeni yönetime düşüyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder