24 Mart 2012 Cumartesi

" Sevinsem mi Üzülsem mi ? " Allen Iverson





O bir efsane. Çoğu genç için bir idol, onun crossoverlarını başlı başına basketbola başlamak için bir neden. Örgülü saçları, lise yıllarında bir efsane olmaya başlamışken, bir bowling salonunda karıştığı söylenen kavgayla daha o zamanlar ülkenin gündeminde kendini göstermiş, siyahların Amerika’da ki haklarını savunmasında bir nebze örnek ve öncü olmuş, NBA kariyeri boyunca attığı sayılar, kazandığı MVP ödülleri, kırdığı rekorlar, tutuklanmaları, özel yaşamındaki olaylar vs vs. Bahsetmek istediğim kişi Allen Iverson. Kendisi benim basketbol’a başlama sebebimdir. Ne mutlu bana ki daha 11 yaşındayken bu Video Recorderlar varmış ki, o meşhur 20 sayıdan geri geldikleri Doğu Konferansı’nın Batı’yı yendiği maçı kadetmiş bnim babam. O Iverson aşkı daha da kabarmıştı o All-Star’dan sonra. Ha bir de o sezon takımım Philly finallere çıkmış, Iverson normal sezon MVP’si olmuş fakat 90’larda nice NBA yıldızının ( Karl Malone, Gary Payton vs.) şampiyonluk kazanmasına engel olmuş o Chicago Bulls takımı gibi bir hanedanlıkta Batı yakasında kurmuş olan Phil Jackson, Iverson’ın yüzük hayallerini suya düşürmüştü. O yaşlarda gece kalkıp maç izleme hayallerimin içine çoğu ebeveyn gibi benim ailem de çomak sokuyordu. Allahtan final serisinde bu Amerika’da ki saat farkı zımbırtısından dolayı sabah okula gitmek için kalktığımda maç hala yayında oluyordu, biz de o sayade az biraz Iverson seyrediyorduk. Hala niye olduğunu anlayamadım bir şekilde bölesine epik bir oyuncuyu takas etti Philly. O günden beridir de belini doğrultamadılar işin doğrusu. Allahtan geçtğimiz sezon Doug Collins geldi de taş gibi bir takım yarattı. Onu ilerleyen yazılarımda anlatacağım zaten. Iverson, Melo’yla beraber çok iyi oynadı, yine iyi istatistikler yaptı ve maalesef yine şampiyon olamadı ve 2. senesinin sonunda Detroit’e takas edildi ve kariyeri burdan itibaren düşüşe geçti. Bir sezon Detroit, sonraki sezon Memphis’le 3 maç oynadı, koçuyla sorunlar yaşadı ve basketbolu bıraktığını açıkladı. Ama bu kararından geri döndü ve 25 maç için tekrar yuvaya döndü ve Philly’de oynadı. Ama orada sezonu tamamlayamadı kişisel sorunlarından dolayı.

Iverson’ın NBA macerası malesef kötü bir şekilde sonlandı. Tabii şimdilik. 2010 sezonunda ülkemize de geldi. Beşiktaş Milangaz formasıyla, seyrettik onu. Müthiş bir keyifti ama buradaki macerası da hüzünlü bitti ve ciddi bir sakatlık yüzünden sezon ortasında takımdan ayrıldı. Ayrıldığından beri kendisini pek öyle ortalarda görmüyoruz. Bu yazıyı yazmamın nedeni ise birazdan bahsedeceğim bir haber. Iverson gibi bir efsanenin biyografisinin hele de benim tarafımdan bu kadar kısa yazılmasını kimse beklemesin. Hatta biyografiyi bu kadar kısa tutmamın nedeni, çok uzun tutup asıl haberi unutturmak istememem diyebiliriz.

Dün kendi kendime “sevinsem mi üzülsem mi” dediğim bi haber okudum sanalalemde. Allen Iverson’ın, Dominik Cumhuriyeti Basketbol ligi’nde bir takımla anlaştığını söylüyorlardı. NBA’de nice vasıfsız, hem vasıfsız hem yaşlı adamlar kadrolara girebiliyor ve süre alabiliyorlarken, Iverson’ın gidip taa Dominik’te bir takımla anlaşmasına gerçekten çok üzüldüm. Sonra kendi kendime düşündüm, belki haberlerinde birkaç istatistik haberi görürüz AI’yla ilgili ne bileyim elinde basketbol topu, üstünde bir forma, tam crossover yapacakken bir resim veya bir video görmek hakikaten beni baya da mutlu edebilirdi. Ama sanırım üzgün kısmım daha ağır basıyordu. Bugünde NBA’in resmi sayfasında okuduğuma göre, Iverson bu teklifi duyduğuna çok şaşırmış. Menejerinin dediğine göre ve AI çalışmalarına kendisi devam ediyormuş ve NBA’den gelecek bir fırsat bekliyormuş. Düşünüyorumda dizleri elinde bir Arenas’ın, 25 dakika’nın üstünde süre alması durumunda dizlerinden herhangi birini, kendi potasına koşarken yolda kaybedebilecek bir Jermaine O’Neal, artık dede olup evde torunlarıyla barbekü keyfi yaşaması gerekn Jerry Stackhouse bile arada girip iki şut atabiliyorsa, Iverson’ın da birşeyler yapabileceğini düşünüyorum. Tabii ki gelip her maç 30-40 sayı atmasını beklemiyorum ama her ne kadar yeni bir yapılanmadan geçse de ve Curry sakat olduğundan mütevellit ilk 5 başlasa da, Nate Robinson gibi sorumsuz, gevşek arkadaşlar 20-30 dakika süre alabiliyor iken Iverson’ın Robinson’dan kötü oynamasını beklemiyorum açıkçası.

Yazının başında da belirttiğim gibi bendeki Iverson hayranlığı psikopatlık boyutlarında. Yazının özellikle son kısmında fazla duygusal yazmış olabilirm ama yinede bir düşünün. Bence çatır çatır oynar ya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder