30 Mart 2012 Cuma

Dibe vurup yükselenler: Raymond Felton ve Wesley Matthews



Nba sağolsun bu sezon uzadıkça uzayan lanet bir lokavtın sonucu olarak, bir çok sürprize tanıklık ettik. Benim adıma sezonun en büyük hayal kırıklığı ise Portland Trail-Blazers. Portland'a oyuncu özelinde bakarsak ise listede en tepeye Raymond Felton'ı yazarım arkasına da Wesley Matthews'u koyarım. Oyun sistemi zart zurt her şey neden olarak ardı ardına sıralanabilir, sıralanmalıdır da, keza Portland yazımda sıraladım da. Ancak belli bir seviyenin üzerindeki bir oyuncu iseniz veya o seviyeye adaysanız,bu bahsettiğimiz standardın altına pek düşmemek gerekiyor. İşte bu iki delikanlı bu sezon beklentilerin(beklentilerimin) çok altında oynadılar aylarca. Ta ki Nate McMillan kovulana kadar.

Yazıya başladığım anda gözümün önüne bir tablo geliyor. Bir yanda ayıboğan Servet, diğer yanda Frank Rijkaard. Tek eksik olan ise "Neayskenss" hocamız diye çığırtıp, programdan programa çıkan bir tercüman. He belki Trail-Blazers staffında da böyle bir keltoş vardır belki onu bilemem. Ancak bu iki, yüksek potansiyelli gördüğüm oyuncuların Nate McMillan ile / McMillan sonrası performansları arasında uçurum var. Felton sezon boyunca 31 dakika sahada kalıp %39 ile 10 sayı 6 asist ortalaması yakalamışken, McMillan gittiğinden beri %50 gibi bir yüzdeyle 16 civarı sayı kaydedip yanına 8-9 asist yapıyor. Özellikle şut yüzdesinde muazzam bir yükseliş var. Az sonra bu konuya tekrardan değineceğim. Matthews ise sezon boyunca %41 ile 12 sayı 3 rebound ortalarken, son iki hafta içerisinde yine %41 ile atmasına rağmen sayı ortalamasını 17'ye yükseltip maç başına attığı üçlük sayısını 3.5'a çıkarttı. Neyse çok fazla istatistiklere boğulmayalım.

İstatistikler mini etek giymiş çekici bir hatuna benzer. Görmenize izin verdiği bir çok şey vardır ve aklınızda bir şeyler oluşturmaya bayılır. Ancak bu hatun her şeyi söylemez ve bazı şeyleri görmek için istatistiklere bakmak yetmez. Farzı misal, bu yazımın konusu olan iki adamın kafalarındaki rahatlık. Şut yüzdesi dediğimiz olayın yüksek olması, büyük oranda kendine güvenmeye ve kafanın basketbol dışında bir şeylerde olmamasına bağlıdır. Özellikle Felton'a bakacak olursak takas süresinin bitmesinden önceki ruh hali ve takımda kalmasından sonraki ruh halinin istatistiklerine nasıl yansıdığını görebiliyoruz. "Oh be yırttık" şeklinde bir silkinip, kafayı "ulan yarın sabah yollanır mıyım acaba" düşüncesinden sıyırıp basketbola konsantre olmanın ne kadar önemli olduğunun yaşayan bir kanıtı şu an Raymond Felton.

Wesley Matthews da Raymond Felton da kurulmuş Portland takımı için değerli parçalardı. Sonuçta bu adamlar da salak değil, takımın kötü gidişatının ardından birilerine tek yönlük biletlerin yollanacağını biliyorlardı. Şimdi ise sadece ilk engeli aştıklarının farkındalar. Bu sezonu kurtardılar ama şimdi de iyi oynamak zorundalar ki, önümüzdeki sezon için de yerlerini ayırtabilsinler. Becerebilirler mi, beceremezler mi onu şimdilik kestirmek zor ama bence onları da yollamaktan çekinmeyecektir Portland yönetimi. Malum köprüleri yakıp bir yola girdiler artık. Felton'ın kontratının bu sezon sona ermesi de onun performansı için ayrı bir konu tabi. Sezon sonuna gelirken iyice etekleri tutuşmuş durumda, ki çok normal. Kontrat senesinin büyük bölümünde %39'la atan bir adam sonuçta..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder