8 Nisan 2012 Pazar
Selçuk İnan.. Fernando Muslera.. Aydın Yılmaz..
Galatasaray "normal sezon"un son maçında, zaten küme düşmüş olan Manisaspor'u 4-0'la geçerek 77 puanla ligi bitirmiş oldu. Galatasaray böylelikle 38.5'tan 39 (rezilliklere gel) puanla playoff'a başlarken, en yakın takipçisi Fenerbahçe 34 puanla lidere yetişmeye çalışacak.
Manisaspor'un bugünkü hali hiç olacak iş değildi. Küme düşmüş olmak tabi ki moral ve motivasyonun üst seviyede kalmasını engeller ama bu kadar dağınık da olmamak gerekir. Malum sonuçta Süper Lig'deki son maçınız. Taraftara ve oynanılan oyuna saygınız yoksa bile, kendi transfer piyasanızı yükseltmek için bu maçta varıyla yokuyla oynamalıydı Manisaspor. Galatasaray için ise maç bugün 39. dakikada bitti sayılır. Yiğit İncedemir'in saçma sapan gördüğü 2 sarı kart nedeniyle 10 kişi kalan Manisaspor karşısında güle oynaya kazandı sarı-kırmızılılar. Bana göre iki penaltı da doğruydu, penaltı düdüğünü çalan hakemi değil, o pozisyonda o hamleleri yapan oyuncuyu tartışmak gerekir. Çünkü tek kelimeyle akıllı adam işi değil. Daha ağrını söylemek doğru olmaz. Hele ilk penaltı pozisyonunda auta çıkan bir adamı düşürmek nedir?
Üç adamdan bugün özellikle bahsetmek gerekiyor. Bu oyuncuların başında ise yine ve yine Selçuk İnan geliyor. Türk futbolunun yeni yıldızı, orta sahanın lideri Selçuk gözümüzün önünde her maç daha da büyüdü bu sezon. Bir orta saha oyuncusundan 11 gol 12 asistlik bir katkı alıyorsanız, o adamı ne kadar övseniz azdır. Kaleyi 2 saniyelik bir süre zarfında bile gördüğü anda, topu çerçeveye yollamasını biliyor. Ortasahadan müthiş top dağıtıyor ve forvet oyuncularına adrese teslim toplar atabiliyor. Bunlar da yetmez gibi her duran topta rakip için yeni bir tehdit oluşturuyor. Kısacası üst düzey ve komple bir oyuncu. Selçuk gibi bir yıldızın yakıştığı yer de tereddütsüz Şampiyonlar Ligi'dir. Kendisini kanıtlayacağı bir sonraki platform işte Avrupa'nın o dev arenası.
Bugün Galatasaray formasıyla oynayan her oyuncu için keyifli bir akşamdı ama bir adam için çok özel bir akşam oldu. Fernando Muslera.. Taraftarın büyük isteği ve Fatih Terim'in izniyle beraber Uruguay'lı kariyerinin ilk golünü kaydetti. Penaltıyı Muslera'nın atması doğru muydu? Tartışılır.. Ancak geçen sezon "Cimbom kümeye" tezahüratları yaparsan, dalganı geçersen, Galatasaray da gelip kalecisine golünü attırabilir. Senin de hiç bir şey demeye hakkın yok. Golü attıktan sonraki mutluluğu da benim için görülmeye değerdi. Böylelikle takımdaki yabancıların hepsi bu sezon gol atmış oldu. Bu gece Muslera'nın kalbinde "Galatasaray"ı ayrı bir yere koymuştur. Ayrıca Muslera büyük kaleci olduğunu bu akşam Galatasaray tarihine geçerek kanıtladı. Bir sezonda 16 maç kalesinde gol görmeyerek Taffarel ve Mondragon'u geçmiş oldu. Tebrik etmek gerek. Ancak bu başarıda Galatasaray'ın bu sezon yaptığı takım savunmasının ve az pozisyon vermesinin de payını teslim etmek gerekir.
Vee Aydın Yılmaz. Yıllardır kadroda bulunan ve her transfer döneminde taraftar tarafından takımdan yollanması beklenen isimlerin başında olan isim Aydın Yılmaz, bu sezon aranılan adama dönüştü. Şöyle yedeklere bakınca oyuna girmesi beklenen ilk isim Aydın oldu. Maça kenardan dahil olup hareketlilik yaratabilen ve "bunu da söyledik" oyunun seyrini değiştiren bir oyuncu oldu. Bu da Fatih Terim etkisidir. Fatih Terim'in neredeyse 10 yeni oyuncuyla böyle bir takım kimyası oluşturabilmesi büyük başarı. Büyük teknik direktör sadece iyi oyuncularla iyi futbol oynatan teknik direktör değildir. Aynı zamanda oyuncularının da seviye atlamasını sağlayan teknik direktör, benim için büyük teknik direktördür.
Açıkçası benim için Galatasaray bu sezonun şampiyonluğunu sonuna kadar hak etmiştir. Ligin en fazla galibiyet alan, en fazla gol atan ve en az gol yiyen takımı olmak yetmiyor artık Türkiye'de şampiyon olmaya. İşte o derece kaliteli bir lig Türkiye Lig'i!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder