28 Nisan 2012 Cumartesi

WHERE PLAYOFF BEGINS !!




               Ve evet. NBA’de playofflar bu yazıyı yazdığım sıralarda Chicago Bulls-Philadelphia 76ers maçıyla başladı. Bu sene, her zaman olduğu gibi bizi çok çekişmeli maçlar bekliyor. Öncelikle size iki konferansta oluşan playoff eşleşmelerini ve bu eşleşmeler hakkındaki görüşmelerimi paylaşacağım.

 DOĞU KONFERANSI:                                                                   
(1)    Chicago Bulls - Philadelphia 76ers (8)
(2)    Miami Heat - New York Knicks (7)
(3)    İndiana Pacers – Orlando Magic (6)
(4)    Boston Celtics – Atlanta Hawks (5)

BATI KONFERANSI:

(1)    San Antonio Spurs – Utah Jazz (8)
(2)    Oklohama City Thunder – Dallas Mavericks (7)
(3)    Los Angeles Lakers – Denver Nuggets (6)
(4)    Memphis Grizzlies – Los Angeles Clippers (5)


               Öncelikle her iki konferanstan şampiyonluk adaylarımla başlamak istiyorum. Doğu’da Rose ve Hamilton’ın sakatlıkları hortlamaz ise Bulls ve muhteşem üçlü James-Wade-Bosh’lu Heat şampiyonluk adaylarım. Bu iki takımı ise Celtics ve İndiana zorlar diye düşünüyorum. Zaten Chicago ve Boston ilk turda rakiplerini eleyebilrlerse ikinci turda karşı karşıya gelecekler. Miami ve İndiana ilk turda rakiplerini eleyebilirlerse, ikinci turda karşı karşıya gelecekler. Hazır Doğu’dan başlamışken eşleşmeleri değerlendirelim. Chicago-76ers serisini 4-1 ile Chicago’nun geçeceğini düşünüyorum. Şu anda Rose ve Hamilton sağlıklarına kavuşmuş durumdalar ve bu şekilde sağlıklı kalabilirlerse seriyi 4-0 bile geçebilirler. Philadelphia All-Star arasına kadar en beğendiğim takımlardan biriydi ama nolduysa takım inanılmaz bir düşüşe geçti. Ve sekizinci sıraya kadar indi. Eğer Milwaukee Bucks sezon sonuna doğru birkaç maçını daha kazanbilseydi playoff dışında kalmaları işten bile değildi. Doğu’nun en merakla beklenen eşleşmelerinden hatta belki de en çok merak edileni Heat-Knicks arasında. Tam bir yıldızlar karması iki takımda. New York koç değişikliğinden beri özellikle evinde gösterdiği performansla ve Carmelo’nun çılgın oyunuyla playoffa 7. Sıradan kapağı attı. Amare de döndü ve sezonun son bölümünde kendisinş bulmaya başladı. Her ne kadar Knicks’in playoff’ta başarılı olmasını istesemde, bir üst tura çıkmalarını pek olası görmek istemiyorum. He pota altı savunmasını adam akıllı yapabilirlerse eğer ( pota altı savunmasından kastım Bosh ve Joel Anthony’i bire birde savunmak değil. Wade ve Lebron’un potaya drive etmelerini bir şekilde engelleyebilrlerse veya yawaşlatabilirlerse ) seriyi 7.maça kadar zorlayabilirler. Bu serinin kilit ismi Knicks adına bence Tyson Chandler ve Iman Shunmpert. Bu iki isim savunmada ne kadar başarılı olursa takımın şansı da o kadar artacaktır diye düşünüyorum. İlk turun bence en rahat ve “sweep” olması beklenen eşleşmesi ise İndiana-Orlando. Orlando’da malum Dwight Howard sezonu kapadı. Glen Davis’te ilk maçı kaçıracak deniliyor. Hido sakatlıktan yeni döndü, Nelson sezon sonuna doğru sakatlanmıştı form durumu pek iyi değil. Aksine İndiana sezonu müthiş bitirdi ve gerçekten çok formdalar. Yalnız İndiana, Orlando’yla yaptığı son dokuz maçın sekizini kaybetti. Ama köprünün altından çok sular aktı. Dwight’ta yokken bu seriyi dört maçta bitirip rakiplerini beklemek isteyeceklerdir. Zira Miami-Knicks serisinin galibiyle eşleşecekler ve o serinin dört maçta bitmesini beklemiyorum. Doğu’da ki son eşleşme ise Celtics-Hawks arasında. Açıkçası bu seride kolay bitmeyecek cinsten. Zaten aralarında sağlam bir rekabet var, Celtics “Big Three”yi kurduğundan beri de playoff’ta eşleştikleri  zaman, bu seriler çok sıkıntılı geçmişti. Atlanta’da Horford yok. Celtics ise sezonun ikinci yarısını harika geçirdi ve bu playoffların onların son şarjörde kalan son kurşunları olduğunu çok iyi biliyorlar. Ben bu seride Celtics’i bir adım önde görüyorum.  He Celtics bu tur geçtikten sonra muhtemel rakibi Chicago’yu geçer mi? Orasını daha sonra konuşuruz.

                 Batı konferansına gelecek olursak. Öncelikle şampiyonluk adaylarım herkesin tahmin ettiği yönde. San Antonio Spurs ve Oklohama City Thunder. Spurs’ün kadrosu bence şu anda harika işliyor. Çok sayıda kaliteli veteran ve genç oyuncu grubuna sahipler. Takımın üç yılıdızı, Parker, Duncan ve Ginobili’nin aldıkları dakikalar, koç Pop tarafından çok iyi ayarlandı sezon boyunca. Üstüne Stephen Jackson ve Boris Diaw gibi tecrübeli ve faydalı oyuncular sezon ortasında takıma katıldı. Zaten Bonner, Neal, Green, Leonard, Mills, Splitter gibi aldığı dakikaların hakkını çok iyi veren oyunculara da sahipler. Thunder’da ise Durant, Westbrook, Harden üçlüsüne gelen destek Spurs kadar güçlü değil. Ama bu üç ismin verdiği skor katkısı inanılmaz seviyelerde ve belki de NBa’de hiçbir takımda olmayan atletizme sahipler. Pota altında Ibaka ve Perkins müthiş karartıyor içeriyi. Bu iki takımın Batı Konferansı finallerinde karşılaşması pek olası. Eşleşmelere geçecek olursak, Spurs-Jazz eşleşmesini Spurs’ün dört maçta geçmesini bekliyorum. Spurs’ü zaten konuştuk. Sezonun en tatlı sürprizlerinden biri Jazz. Enes Kanter’in formasını giydiği Jazz, Batı’da ki çılgın playoff yarışında, sezonun ikinci yarısını çok başarılı geçirerek, playoffa son sıradan kapağı atan takım oldu. Bunda özellikle Devin Harris’in sonunda beklenen performansı göstermesi ve Gordon Hayward’ın çok başarılı performansı etken oldu. Zaten pota altında Jefferson ve Millsap gibi iki isme sahip ve takımı çok iyi sırtlıyorlar. Sanırım bu seride pota altında kan çıkacak. Ama jazz’ın şansını çok görmüyorum. Bir diğer eşleşme Thunder-Mavs. Geçen senenin şampiyonu Dallas, geçen seneki performansından uzak. Bunda tabiki Chandler’ın ayrılışı etkisi çok büyük. Ama nolursa olsun burası playoff ve Dallas hala çok tehlikeli bir takım. Geçen sene Batı konferansı finallerinde karşılaşmıştı bu iki takım ve gülen taraf ve daha sonrasında şampiyonluğa yürüyen takım Mavs olmuştu. Asla hafife alınmamalılar çünkü onlarda da Dirk Nowitzki gibi bir süperstara sahipler. Bu maçın en azından altı maça uzayacağını düşünüyorum. Batı konferansını üçüncü sırada bitiren takım Lakers’ın karşısında Denver Nuggets olacak. Denver’da sezonun son bölümünü iyi geçirdi ve altıncı sırada yer buldu kendisine. Ama özellikle bu seride sezon ortasında takas ettikleri Nene’yi arayacaklarını düşünüyorum. Bynum ve Gasol’e karşı McGee ve Faried’in pek başarılı olacaklarını sanmıyorum. Fakat Denver yüksek tempyu çok seven bir takım ve özellikle kendi sahalarındaki maçlarda, NBA’de ki diğer takımların başına çok bela olan rakım farkından da yararlanarak bir veya iki maç kazanacaklarını düşünüyorum. Lakers’ta ise Metta World Peace sıkıntısı var. James Harden’a attığı dirsekten sonra “ Metta World Violance “ lakabı takılan ve bu yüzden yedi maç ceza alan bu adamdan yoksun olacaklar. Ki zaten o pozisyonda pek derin olmayan kadrosu, Gallinari, Chandler ve Brewer’a nasıl çözüm bulacak merak konusu. Ama nolursa olsun Kobe’nin herhangi bir sürprize izin vermeyeceğini az çok hepimiz biliyoruz. Bu seri bence yedi maça uzayabilir ama Lakers bence şanslı taraf. Son eşleşme ise bence playoffların en zevkli ve en izlenesi eşleşmesi. Memphis-Clippers. Bu yaz kadrosuna Chris Paul’ü katan ve kimlik değiştiren takım ile geçen senenin en hoş sürprizini yapan ve geçtiğimiz seneden farklı olarak Rudy Gay’in sağlıklı oluşu, bu seriyi müthiş yapacak etkenlerden birisi. Birbirine denk güçler olduğunu düşünmekteyim. Tahmin yapması da zor gerçi. Ama bu serinin yedi maça uzaması en olası gözüken açıkçası. Bu serideki bütün maçları işinizi gücünüzü bırakın seyredin derim. Maçların hepsi son topa kalabilir bol bol uzatma seyredebiliriz bu seride.

                   Evet. Bu senenin playoff eşleşmelerini değerlendirdim. Ve bu yazıyı bitirdiğim an itibariyle Chicago’nun sahasındaki ilk maçı 76ers karşısında kazanarak seride durumu 1-0 yaptığını da belirterek noktalıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder