Süper Lig’in mevcut lideri Fenerbahçe, haftanın açılış maçında deplasmanda Gençlerbirliği ile 0-0 berabere kaldı. Maçın genelinde 2 takımın da mücadele gücü yüksekti fakat pozisyon açısından kıt bir maç izlediğimizi söyleyebiliriz. Bu açıdan da skora bakarsak, maçın hakkının zaten beraberlik olduğunu düşünmekteyim.
Fenerbahçe ligin geride kalan 12 haftası içinde kaç maç iyi futbol oynamış diye baksak, bu sayı çok sınırlıdır. Fakat Fenerbahçe ligde lider. Bu durum Fenerbahçe’nin iyi oynamadığı haftalarda da sahadan 3 puanla ayrılmayı çok iyi başardığının bir göstergesi. Bunda da Alex de Souza’nın maçın bir anında ön plana çıkıp yarattığı yada attığı gollerin payı çok büyüktür. Fakat bu haftaki Gençlerbirliği maçında ne Alex, ne de takım arkadaşları hücumsal anlamda istediklerini sahaya bir türlü yansıtamadılar ve ortaya bu beraberlik çıktı.
Peki sadece Fenerbahçe etkisiz olduğu için mi berabere kaldı ? Tabi ki hayır, bu konuda Gençlerbirliği’li oyuncuların hakkını yemememiz lazım. Maç boyunca çok iyi kapandılar, orta sahada hızlı pas yaparak etkili kontratağa çıktılar. Hatta çok az bir farkla da olsa galibiyete daha yakın tarafın Gençlerbirliği olduğunu söyleyebiliriz. Önceki yazılarımdan birinde (Beşiktaş-Gençlerbirliği maçı ile ilgili) Gençlerbirliği’nin üstüne koyması gereken birçok şey olduğunu belirtmiştim. O günden bu yana daha oturaklı, daha sistemli bir takım olmuş Fuat Çapa’nın öğrencileri. İç sahada bu sezon hiç maç kaybetmeyen Gençler, bu şekilde devam ederse şampiyonluk adaylarının korktuğu bir deplasman haline gelebilir gerçekten.
Maç için bireysel performans olarak öne çıkan, değerlendirilebilecek kimseyi göremiyorum açıkçası. Fakat Sarı-Lacivertlilerin sezon başında kadrosuna kattığı Henri Bienvenu hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Bence Bienvenu kesinlikle ama kesinlikle Fenerbahçe’nin kalibresinde bir forvet değil, çok yetersiz kalıyor. Hücuma çıkarken sırtı dönük top tutamıyor, çok pas hatası yapıyor, gol pozisyonlarına giremiyor. Gelen gideni aratır derler ya, şuana kadar Bienvenu, Niang’ı mumla arattı dersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız herhalde. Buna ek olarak Semih Şentürk’ün de sonradan oyuna girdiğinde takıma en ufak katkı veremeyecek kadar formsuz olması, Fenerbahçe’nin devre arasında bir forvet transfer etmesinin kaçınılmaz olduğunu göstermekte.
Sonuç olarak, devre arasına 5 hafta kala Fenerbahçe, mümkün olduğunca az puan kaybedip devre arasında ekonomik güçlerinin elverdiği kadarıyla transfer yapacaktır, aksi takdirde bu kadroyla, bu şekilde iyi oynamadan ne kadar liderliği koruyabilirler bilemiyoruz. Bakalım önümüzdeki haftalarda nasıl bir Fenerbahçe izleyeceğiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder