12 Kasım 2011 Cumartesi

Yazıklar Olsun !


A Milli Futbol Takımımız, bugün büyük ümitlerle çıktığı EURO 2012 play-off ilk maçında Hırvatların bize verdiği futbol dersiyle sahadan 3-0 mağlup ayrıldı. Bu soğuk gecede gelen mağlubiyet, eminim ki hepimize soğuk birer duş etkisi yapmıştır.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki Milli Takım’ın bu durumlara düşeceği grup maçlarından belliydi. Kimse birbirini kandırmasın, Rıdvan Dilmen de “Biz bu değiliz” diyip şirin gözükmeye çalışmasın hiç maç boyunca ! Biz öyle bir takımız ki, deplasmandaki Azerbaycan maçını kaybetmiş, içerdeki maçı (Azeriler sağolsun ki) 1-0 gibi zar zor bir skorla geçebilmiş, evimizde oynadığımız Kazakistan maçında 90+5’te kullanılan serbest vuruşta rakibe çarparak gol atıp maç kazanabilen bir ekibiz.

Peki yaklaşık 5 milyon nüfuslu Hırvatistan, 12 milyon nüfuslu İstanbul deplasmanına gelip 75 milyonluk Türk Milli Takımı’nı sürklase edebiliyor ?! Bu soru için birçok cevap verilebilir ama ben en önemli faktörün futbolumuzdaki sistemsizlik ve rezalet altyapı eğitimi olduğunu düşünüyorum. Yoksa 75 milyon nüfustan ,ki futbol aşığı bir ülkeyiz, yetenekli futbolcu çıkmaması olanaksız. Ama gelin görün ki, şöyle bir milli takımın potansiyelli genç futbolcularına bakacak olursak; Gökhan Töre, Nuri Şahin, Ömer Toprak, Mehmet Ekici.. Hepsi Almanya doğumlu ve altyapı eğitimlerini orada almışlar. Almanya’da yaşayan az sayıda Türkten bu kadar yetenekli oyuncu çıkıyorsa 75 milyon nüfuslu ülkemizden çıkmaması gerçekten çok acı değil mi ? Neden yöneticilerimiz bu gerçeği görüp altyapıya yatırım yapmak yerine günü kurtarma uğruna saçma sapan yabancı futbolculara dünyanın parasını verir, Türk futbolunu yerin dibine batırırlar, söyleyecek bir şey bulamıyorum !

Gelelim maçın değerlendirmesine. Bu rezaletin değerlendirmesini yapmak gerçekten zor fakat elimden geldiğince yazayım bakalım birşeyler. Bugün maç öncesinde kağıt üzerinde baktığımızda Hırvatistan’la kafa kafaya, dengeli bir kadromuz olduğunu düşünüyordu çoğu kişi. Fakat oynadığımız futbol bir Lihtenştayn, bir San Marino ayarındaydı neredeyse. Ben uzun zamandır bu kadar organize olamayan, bu kadar aciz bir Milli Takım izlememiştim. Yanlış hatırlamıyorsam maç sonundaki şut sayımız 3, kaleyi bulan şut sayımız 0 dı! Kanatlardan ya tutarsa niyetinde açılan her orta, uzun Hırvat savunmasından geri döndü doğal olarak. Yüzde bakımından topla daha çok oynadı milli takım fakat üretkenlik konusunda bırakın “sınıfta kalmayı”, “okuldan atıldı” dersek yanlış bir şey söylemiş olmayız.

Tartışılan Guus Hiddink konusuna da değinmeden geçmeyelim. Oyuncu tercihleri bence oldukça kötüydü. Özellikle defans hattına bakarsak, sağ bekte hayatımda izlediğim en formsuz en kötü Gökhan Gönül, sol bekte takımına da kendine de hiçbir faydası olmayan formunun dibinde Hakan Balta, ilk defa milli formayı bu denli önemli bir maçta giyen stoper Giray Kaçar… Yükselen form grafikleri olan İsmail Köybaşı ve Mehmet Topuz 18 kişilik kadroda bile yoktular, Caner Erkin de maçta yedek soyundu. Ayrıca hem Galatasaray’ın hem Milli takımın hala neden Sabri Sarıoğlu tercihinde ısrar ettiğini anlamıyorum. İnternette “modern futbola tepki olarak doğan Sabri” gibi çok fazla geyiğini biliriz Sabri’nin, bu maçta bu söylemleri hak etti gerçekten ! Teknik direktörlük konusunda istikrardan yana bir tavrım olmasına rağmen, Guus Hiddink’in milli takıma şuana kadar ne katkısı ne artısı olmuş diye sormadan edemiyorum kendime (ve tabii ki Oğuz Çetin’in !)

Yazımı sonlandırmadan son olarak Volkan Demirel ve taraftar arasında yaşanan gerginliğe değinmek istiyorum. Taraftar açısından bakarsak, soğuk ve yağmurlu hava demeden bilet alıp maça gelmiş, büyük beklentisi olan taraftar, böyle bir futbol ve sonuç görünce oyunculara tepki göstermeleri çok normal bir durum. Fakat bu tepkinin özellikle Volkan Demirel üzerine yoğunlaşması bence hatalı. Tamam 2. golde çok büyük hatası vardı, ancak maç boyunca tel tel dökülen Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu gibi oyuncular (Galatasaraylı oldukları için) ıslıklanmıyorsa, Volkan yuhalanıyorsa bu işte bir sorun var demektir. Maalesef milli takım taraftarlığı kültürü, en güzel örneği Hollanda’dır, bizde bir türlü oluşamadı. Hala maça giden taraftarlar Galatasaraylı gözüyle bakıyorlar maça ve oyunculara (maç TT Arena da oynandığı için böyle söylüyorum). Tabii olayın bir de Volkan açısından değerlendirmesi var. Volkan gibi yıllardır milli takımın kalesini koruyan bir kalecinin taraftarla diyaloğa girmesi doğru değil. Taraftar kızgın olmakta sonuna kadar haklı ve tepki gösterebilirler, fakat Volkan’ın hepimizin televizyondan izlerken dudaklarından okuyabildiğimiz, ağzından çıkan o çirkin küfürler de Volkan’ın ne denli ahlaklı(!) bir futbolcu olduğunu gözler önüne seriyor. Ne demiş Mustafa Kemal Atatürk : “Ben sporcunun zeki,çevik ve ahlaklı olanını severim”

Sonuçta, bu sonuçla milli takım, EURO 2012’ye katılma şansını rövanş maçındaki mucizelere bıraktı. Zaten katılmayı hak ediyor muyduk? Bence kesinlikle etmiyorduk. Gerçekten ülkemizi bu tip turnuvalarda izlemeyi özler olduk. Böyle devam ederse futbolumuz, bu hasret uzun süre devam edecek gibi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder