Ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil eden Beşiktaş, sahasında Dinamo Kiev’i 1-0 la geçerek çok kritik 3 puanı hanesine yazdırmış oldu. Neden çok kritik diyorum, çünkü bu maçta kaybedilecek puan yada puanlar, Beşiktaş’ın gruptaki işini oldukça zora sokacaktı.
Maça gelirsek, Beşiktaş’ın sadece bu maçta değil diğer maçlarda da görülen pozisyona girme kısırlığı var. Bunun başlıca nedeni, orta saha 3lüsünde oynayan oyuncuların oyun kurucu özelliklerine sahip olmaması. O tip oyunu oynayabilecek kadroda 2 oyuncu sayabiliriz, biri Guti diğeri ise Manuel Fernandes, fakat iki oyuncu da son 3-4 maçtır 18 kişilik maç kadrosuna bile giremeyecek kadar formsuz durumdalar. Bu görevi maç içinde Veli üstlenmeye çalışıyor. Açıkça söylemek gerekirse Veli’yi birkaç maçtır çok beğeniyorum, çok koşuyor çok mücadele ediyor ama o öldürücü pasları atabilecek yeteneğe pek sahip olduğunu düşünmüyorum. Bu sebeple hücumlar doğal olarak kanatlardan geliştirilmeye çalışılıyor. Bu da bir yere kadar.
Beşiktaş’ın, ve özellikle Quaresma’nın, Avrupa Ligi’ndeki maçlarda Sportoto Süper Lig maçlarına oranla çok daha istekli olduğunu gözlemliyoruz. Bu belki Türkiye’de yaygın olan “top oynamayıp rakibi oynatmama” anlayışından, belki de oyuncuların kendini Avrupa arenasında kanıtlama çabasından kaynaklanıyor. Öyle ki, rakip ceza sahası çizgisi üzerinde kullanılan serbest vuruşu günün kahramanı olma çabasıyla Quaresma’nın kullandığını düşünüyorum. O nokta tam olarak Simao’nun noktasıydı, ve bu tercih bana göre yanlış bir tercihti, Simao kullansa daha tehlikeli olabilirdi.
Bugün Almeida biraz daha becerikli olsa, maç 2-0 hatta 3-0’a bile gelebilirdi. Ama bu kadar yoğun maç trafiğinde (7 günde 3 maç yapar hale geldi takım) alınan 1-0’lık zor galibiyet bile bizi mutlu etmeye yetti açıkçası. Şike olaylarıyla büyük bir kaosa doğru sürüklenen Türk futbolu için Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’nde başarılı olması ve ülke puanı kazandırması gerçekten çok kritik.
Yazımı 2 oyuncuya parantez açarak bitirmek istiyorum. Birincisi günün kahramanlarından Cenk Gönen. Beşiktaş, hatırlayacağımız üzere Kiev deplasmanındaki maçta 90+3’te kornerden gelen golle mağlup olmuştu. Benzer şekilde Fenerbahçe derbisinde 88’de serbest vuruştan gelen golle 1 puana razı olmuştu. Bu son dakika kabuslarından birini de az kalsın bugünkü maçta da yaşayacaktık. Yine bir köşe vuruşu, ceza sahasında karamboller ve Cenk’in çıkardığı inanılmaz toplar sayesinde ucuz atlatıldı. Tebrikler Cenk !
Bir diğer maçın kahramanı ise kuşkusuz Egemen Korkmaz. Gerek defansta yaptığı kritik müdahelelerle, gerek muhteşem yükselerek yaptığı kafa vuruşuyla takımının galibiyet golünü atmasıyla maça damgasını vurdu. Bugün Egemen’in aynı zamanda doğumgünü. Kendisinin kazandırdığı bu maç, sanırım en güzel doğumgünü hediyelerinden biri olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder