24 Ağustos 2012 Cuma

Trabzonspor'da Golü Ben mi Atayım?



"Atan ve tutan adamın iyi olacak".. Genel geçer, bir çok kişinin kullandığı bir laf ama ben geçen sene Rıdvan Dilmen'den duymuştum. Gerçekten de işin en temelini gösteren bir söz. Futbol takımını bir yemeğe benzetecek olursak, kaleci ve santrfor ana unsurlardır. Ne kadar iyi garnitürlerle süslenmiş, ne kadar iyi bir sunum yapılmış olsa da ana yemeğinde, kalecinin ve santrforunun tuzu eksikse, o yemek boğazdan kolay kolay geçmez . Geçse bile bir de bu işin sindirim kısmı var ki, o da ayrı bir dert.

Trabzonspor'un şu halinin en büyük nedeni işte bu golcü eksikliği. Başka örnek istiyorsak, Fenerbahçe'nin geçtiğimiz sezon Sow öncesi yaşadığı sıkıntıyı, daha öncelerde ise Baros'un sakatlıklarında Galatasaray'ın çektiklerini gözümüzün önüne getirebiliriz. İster büyük, ister küçük bir kulüp olunursa olunsun öncelik iyi bir forvet ve kaleci olmalı bana göre. Ondan sonra bu iki cephenin işlevli olmasını sağlayabilecek omurga kurulmalı. Ki o omurga da orta saha ve savunma hattı. Benim bakış açıma göre kanat oyuncuları en son yerleştirilecek, yemeğin tadını ve efektifliğini arttıracak olan garnitürler. Lezzetli bir ana yemek iyi garnitürlerden yoksun bir şekilde de afiyetle yenilebilir (Galatasaray 2011), fakat o garnitürlerle bezenmiş olursa, tadından yenmeyebilir. 

Sadede gelelim. Trabzonspor, golcü almak zorunda.. Bunun kaçarı yok. Yok eğer o ihtiyaç duyulan "santrfor" takıma katılmazsa, Bordo-Mavililerin bu seneki hayal kırıklığı büyük olabilir. Takvimler neredeyse Eylül'ü gösteriyor ki, bu transferi buralara sarkıtmak bile büyük hataydı. Bu saatten sonra pazarda uygun oyuncu bulmak da kolay değil ama kiralık veya bonservisiyle biri bu takıma katılmalı. Arayıp bulsunlar o oyuncuyu, işleri ne..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder