15 Eylül 2011 Perşembe
Helal olsun Trabzonspor!
28 yıl önce yine bugün Trabzonspor’un İnter galibiyetinden sonra bugün bunu tekrar yaşamak sadece Trabzon için değil bütün Türkiye için çok güzel oldu. Yıllardır Avrupa’da hiçbir başarısı olmayan Türk takımlarımızın bu sene Trabzonspor’un iyi başlangıcıyla umut vaat ettiğini söylemek yanlış olmaz. Kim derse ki ben Trabzonspor’un galip gelmesini bekliyordum diye, yalan söyler. Ancak hepimizi şaşırtan ve bir o kadar sevindiren bir tarih yazıldı bugün. Bir Galatasaray’lı olarak kendi takımımmış gibi sevindim bu akşam.
Maç boyunca çok doğru bir futbol oynadık. Savunma sertliğimizden ve konsantrasyonumuzdan hiç ödün vermedik. İlk yarıda 1-2 tehlikeli pozisyon dışında çok da fazla sıkıntı yaşamadık. Celustka’nın Glowacki’nin bütün savunma hattının sürekli maçın içinde olması ve ellerinden gelen her şeyi sahaya koymaları çok önemliydi. Zokora ise muhteşem oynadı. Tecrübesiyle ve doğru oyunuyla ne kadar değerli bir parça olduğunu bir kez daha gösterdi. Colman ile beraber Trabzon orta sahasında süper işler yaptılar. Burak ve Adrian’ın yokluğunda hücum bölgesinde forma bulan Halil Altıntop da maç boyunca inanılmaz bir efor sarf etti. Her ne kadar ofansif olarak çok fazla katkı vermese de geçen sene Umut Bulut’un yaptığı pres ve mücadele katkısının aynısını Halil yaptı. Aslında oyuncu oyuncu ayırmamak lazım, çünkü takım olarak bir birine sürekli yardım ederek çok doğru oynadılar.
Şans da Trabzonspor’un yanındaydı. İkinci yarının ilk 15 dakikası çok iyi bir futbol sergileyen Karadeniz ekibi 65. Dakikadan sonra defansta açık vermeye başladı. Bu bölümde Diego Milito’nun kaçırdığı iki gol vardı ki topun da bugün bizim yanımızda olduğunu net bir şekilde gördük. Kaleci Tolga ise maç boyunca muazzam oynadı. Çıkarttığı 3-4 gol var ki, normal şartlarda çıkmazdı.
Yine yeni transferlerden Sapara ve Robert Vittek’in de ne kadar nokta transferler olduğunu görme şansı bulduk. Özellikle Sapara’nın girdikten sonra ayağa pas yapabilmesiyle, aldığı topları dan dun vurmayıp sürebilmesiyle teknik kapasitesini kanıtladı. Vittek ne kadar çok oynamasa da ileride top tutmamız gerektiği zamanlarda tecrübesiyle topu kaptırmayarak önemli işler yaptı.
Kısacası İnter deplasmanından 3 puanla dönmesini bilen Trabzonspor gurur duymamızı sağladı. Teşekkür etmeyi ve ilerleyen maçlarda da en içten başarı dileklerimizi yollamayı borç biliriz. Lille ve CSKA ‘nın berabere kalması da bu maçı daha değerli hale getirdi. Çok zor görünen gruptan çıkma hedefi şimdi biraz daha realist gözükmeye başladı. Bakalım ilerleyen maçlarda bu performans artarak devam edecek mi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder