2 Eylül 2011 Cuma

Ayıp.



Basketbol maçımıza döndüğüm için futbol maçının ikinci yarısının ilk 15-20 dakikasını izleyemedim. Onun dışındaki bölümleri izledim ama izlemesem de fark etmezdi. Birkaç haftadır korkuyordum zaten Nuri ve Hamit’in de oynayamayacağını öğrendikten sonra. Bu maçta puan kaybetmedik ama önümüzdeki maçlar için durum hiç iç açıcı değil.

Açıkçası ben futbol takımımızdan utandım bugün. Bu kadar para ve emek harcadığımız futbol sektörünün bu kadar zayıf olması utanç verici. İsterse ligler 2 ay sonra başlayacak olsun, isterse 10 takım küme düşmeye aday olsun yine de Kazakistan’ı rahat yenmemiz lazım. 95’te frikikten Kazak bir oyuncuya çarpıp giren bir topla bu maçı kazanmamız tek kelimeyle “ayıp”. Hele ki Belçika’nın Azerbaycan karşısında puan kaybettiği bu haftada 3-4 farkla güle oynaya kazanmamız gerekirdi. Ama hiç olur mu? Son saniyeye kadar bir tarafımızdan ter gelmezse rahat edemiyoruz.

Peki neden bu durumdayız? Öncelikle bizim takımımızda fark yaratabilecek 4 tane oyuncu var. Hamit, Nuri, Gökhan Gönül ve Arda. Bu oyuncuların 3 tanesi bugün sahada yoktu. Peki, bu durum herhangi bir şeyi değiştirir mi? Hayatta değiştirmez. İlk 11’imizin neredeyse hepsi olmasa bile çıkaracağımız takımla Kazakistan’ı rahat yenebilmemiz lazım. Adamların ne kadar zayıf ve kötü bir takım olduğunu bugün çok net bir şekilde gördük. Sol kanattan top sürerken ayağı dolaşıp taca çıkan oyunculardan kurulu bir takım Kazakistan. Böyle bir rakiple oynarken Hamit’i , Nuri’yi falan aramamamız gerekiyor. Bir başka saha içi sorun ise hep savunduğum forvetsizlik sorunu. Allah aşkına bir tane bile doğal santraforla çıkamıyor muyuz içerideki Kazakistan maçımıza. Milli kadro seçimlerini eleştirmekten artık çok sıkıldım ama böyle bir durumdayken Mevlüt Erdinç neden kadroya çağırılmaz. Bu takım 70-80 milyonluk bir milletin takımı sonuçta. Böyle oyuncak muamelesi yapmak da kimsenin haddine değil.

Bir de ülkemizde bol bol bulanan yabancı hayranlarına şunu sormak istiyorum. Guus Hiddink göreve geldiğinden beri bu takımda ne değişti? Daha iyiye giden herhangi bir şey var mı? Bir tek artısı gurbetçi oyuncuları takıma kazandırmak oldu ki o süreç de zaten Hiddink’in gelmesinden önce başlamıştı. Zamanının TFF’si gurbetçi oyuncularla ilgili 200-300 kişilik bir liste oluşturmuştu. Hiddink de o çalışmadan faydalanıyor doğal olarak.

Milli takımımızın başında Mustafa Denizli ve ya Fatih Terim olsaydı, biz de gidip Azerbaycan’a puan kaybedip Kazakistan’ı içeride zar zor yenseydik gündem nasıl olurdu? Fatih Terim’i çok eleştirdik. Dedik neden İbrahim Toraman’ı almıyor, Fatih Tekke Uefa kupasını kaldırdıktan 2 ay sonra neden takıma çağırılmıyor. Egosu bizi harcıyor dedik. Peki Hiddink? Mevlüt Erdinç’i böyle bir santrforsuzlukta neden kadroya bile çağırmıyor? Valencia’da ilk 11 oynayan Mehmet Topal neden hiçbir zaman tercih edilmiyor? Bu soruların mantıklı cevabı yok. Bir de son olarak size Fatih Terim’in milli takımın başındayken aldığı paranın ne kadar tartışıldığını hatırlatmak istiyorum. Hani TBMM’de vekillerimiz bu konuyu tartışıyordu. Terim’in aldığı para 1.2m euroydu. Guus Hiddink’in maaşı 3.75m euro. Fark?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder