28 Ağustos 2011 Pazar

Athletico Madrid ve Arda Turan’dan sezon açılışı


La Liga heyecanı dün akşamki maçlarla başladı. Ben de bu heyecana ve eğlenceye biraz önce oynanıp biten Athletico Madrid – Osasuna maçı ile dahil oldum. Keyifli geçen maç 0-0 beraberlikle sonuçlandı. Öncelikle La Liga’da bir öğlen maçı olması nedeniyle biraz yadırgadım. Söylenilene göre bu sene İspanya’da da diğer bazı liglerde olduğu gibi bu tarz öğle maçlarına daha çok tanık olacağız.

Maça gelecek olursak. Öncelikle maça başlayan Athletico Madrid takımının en önemli iki transferinden yoksun olduğunu söyleyelim. Arda 55. dakikada oyuna girdi, Falcao ise evraklarının yetişmemesi nedeniyle bugün forma giyemedi. Bu da Athletico’nun hücum gücünü oldukça azaltmış. İlk yarıda beğendiğim isim Eduardo Salvio oldu. 21 yaşındaki genç Arjantinli oldukça hareketliydi ve bu sene enerjisiyle Madrid’e güç katacak gibi duruyor.

Genel olarak Athletico’ya bakarsak daha hazır olmadıklarını söyleyebiliriz. Özellikle ilk yarıda kopuk bir Madrid vardı sahada. Her ne kadar ikinci yarı daha iyi bir görüntü çizseler de şu an için yeterli düzeyde değiller. Sağ bekteki yeni transfer Silvio’yu hiç beğenmedim. Yaptığı top kayıplarıyla bazı bölümlerde takımın ritmini bozdu. Ancak yeni transfer olması dolayısıyla biraz tolerans göstermek ve zaman vermek gerekiyor.

Bir paragraf da Athletico Madrid’in Chelsea’den aldığı genç kaleci Thibaut Courtois için açmak gerekiyor. Chelsea’den kiralık olarak Madrid’e gelen 19 yaşındaki kaleci bence çok potansiyelli bir oyuncu. Bugün ilk defa izledim ve açıkçası hayran kaldım. 19 yaşında olmasına rağmen kendinden emin ve güven veren duruşu bizim 30 yaşına gelmiş kalecilerimizde bile görmediğimiz tarzdaydı. 1.94 lük uzun boyunu çok iyi kullanıyor ve yan toplarda hata yapmıyor. Onun bölgesine gelen hiçbir hava topu pozisyonunda rakibe imkan vermedi. Yazın başında David De Gea’yı Manchester United’a satan Athletico Madrid bu oyuncunun üzerinde durup bonservisini de alırsa muhtemelen yine birkaç yıl için kalesini kapatır.

Madrid maç boyunca Forlan’ı ve Agüero’yu aradı. Agüero bu maçta oynamış olsa %99 kazanırlardı. Çünkü gerekli pozisyonları yakaladılar ve değerlendiremediler. Tabi ki Radamel Falcao da oynamış olsa bunları bu pozisyonları ıskalamazdı. Genel olarak Falcao’nun Agüero aratmayacağını düşünüyorum. Oyun tarzları farklı oyuncular da olsa, şu anki yapısıyla Athletico bir şekilde pozisyon yaratmayı başarıyor. Zaten Falcao’nun ihtiyacı olan şey de pozisyon yaratılması. Gol becerisiyle bu sene Madrid’e çok şey katacağını düşünüyorum. Forlan’ın da çok çok büyük bir ihtimalle takımdan ayrılacağını düşünecek olursak Falcao’nun bu katkıyı vermesi de lazım. Yoksa durum kötü olur.

Savunma hattında ise sıkıntı yaşanıyor. Athletico’nun bekleri Filipe ve Silvio genellikle hücumu düşünen bekler. Konsantrasyonunun büyük kısmını buna ayırınca savunmada amatörce hatalar yapabiliyorlar. Osasuna ile oynarken belki mağlubiyete sebep olmadı ama ileriki maçlar için şüphe uyandırdı.

Arda’ya gelecek olursak. Öncelikle 55. dakikada Arda oyuna girerken Athletico Madrid tribünlerinin ona tezahürat yapması, ayağına topu ilk aldığı onda alkış tutmaları ve destek olmaları bir Galatasaray’lı olarak beni çok duygulandırdı. Çünkü Arda’yı 17 yaşından beri takip ediyoruz ve artık millet olarak o “bizim çocuk”. Babası Fenerbahçe’nin ilk futbolcularından olan fanatik Fenerbahçe’li babaannem bile “Galatasaray tarihinden bir tek bu çocuğu seviyorum” diyorsa gerçekten de “bizim çocuk” olmayı başarmış demektir. Arda bugün serbest oyuncu olarak oynadı. Forvet arkasında oynadı ama sağa kanat ve ya sol kanatta da gördük. Arda’nın genellikle bu rolde oynayacağını tahmin edebiliriz. Orta sahanın önünde ve forvetin arkasındaki yaratıcı oyuncu olacak. Bakalım “bizim çocuk” bu Madrid’deki bu görevini kaldırabilecek mi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder