20 Ağustos 2011 Cumartesi

Belçika karşısında Milli Takımımız

Valla hazırlık maçı ve ya değil Belçika ile 5 maç üst üste yapsak hepsini kazanmamız gerekir. Hani bir laf vardır “kazanma alışkanlığı” diye, kağıt üzerinde göründüğünden çok daha önemli bir kavram. Büyük takımların maça 1-0 önde başlamasının nedeni de budur. Sürekli kazanan bir takımsan, rakibin hele bir de gerideyse baskı altında oynar. Bizim de tekrardan bu alışkanlığı kazanmamız şart.

Bugün Belçika karşısında şunu gördük ki Ömer ve Semih forma girdikçe biz de daha iyiye gidiyoruz. Dış şutlarda hala çok bocalıyoruz. Bu nedenle içeriden üretilecek sayılar bizim için daha da fazla önem arz ediyor. Ömer’in gerek size’ını kullanarak aldığı hücum reboundların gerekse tepeden girerek smaçla bitirdiği pozisyonların hücumumuzda ne kadar önemli bir yer kapladığını bir kez daha gördük. İyi bir Semih de bizim için pota altında olmazsa olmaz oyunculardan.

Bugün kazanmamıza rağmen bence yine çok iyi bir performans ortaya koymadık, ama iyileşen uzunlarımızla biraz daha iş yapabildik. Bizim takımımızın önemli bir diğer sorunu ise bence yeni oyuncularla eski oyuncularımızın uyum sağlayamamış olması. Tabi ki daha ilk kez birlikte oynuyor olmalarından dolayı bu durum normal.

Ersan’ı da yeterince kullanamıyoruz, içeride olsun dışarıda olsun en önemli skor potansiyelimiz olan Ersan’ı mutlaka daha verimli kullanmaya başlamamız gerekiyor. Bu durumda Ersan’ın şut performansının düşük olmasının da etkisi bulunuyor. Onun da geçtiğimiz senelerdeki Ersan seviyesine yükselmesine çok ihtiyacımız var.

Oyun kurmada ve genel olarak 1 numara pozisyonunda ise Kerem’e fazla yük biniyor. Çıktığında ise hücumda daha da fazla bocalıyoruz. Hele bir ara Sinan Güler oyun kurmaya başladı ki açtığımız fark bir anda eridi. Ender’in daha etkili olmasını, Kerem oyundayken de gerek Hido gerek Preldzic’le hücumu yönlendirerek Kerem’in daha çok aktif dinlenebilmesini sağlamamız lazım.

Oyun karakteri olarak baskılı ve sürekli sert savunma prensibini benimsediğimiz için oyuncularımızın yorgunluk sorunu da baş gösteriyor. Bu noktada Orhun Ene’ye önemli iş düşüyor, çünkü sürekli bu tempoda oynamak oyuncularımızı yıpratıyor. Yeni oyuncularımızın çoğunun beklenen düzeyde olmadığını düşünecek olursak, rotasyonumuzun geçen seneden çok büyük farklar taşımayacağını tahmin edebiliriz.

Enes’i ise her maçta özel bir ilgiyle seyrediyorum. Kendisi gayret gösteriyor ve sürekli öğrenmeye daha iyi olmaya çalışıyor. Ancak kesin olan bir şey var ki o da şu anda bizim takımımıza katkı vermekten uzak. Amatörce ve tecrübesizliğine bağlı yaptığı hatalar genel ritmimizin de bozulmasına neden oluyor.

Belçika üst düzey bir ekip değil. Keza esas ve daha zorlu olan sınavımızı yarın Almanya karşısında vereceğiz. Nowitzki ve Kaman’ın da katılımıyla güçlenen Almanya karşısında işimizin zor olduğunu düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder