31 Ağustos 2011 Çarşamba

İspanyollar beklentiyi karşılayamadı



Yıldızlar karması diyebileceğimiz İspanya bugün Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın ilk maçında Polonya'ya karşı sahne aldı. İspanya Lampe'siz Gortat'sız Polonya'ya karşı 83-78 le beklentiyi karşılayamayan bir galibiyet aldı. Maçı inceleyelim;

Öncelikle gözüme çarpan daha maç başlamadan basketbol kültürü olarak Avrupa'nın lideri olan Litvanya'da tribünlerin boş olmasıydı. İspanya maça pota altında Pau ve Marc Gasol kardeşlerle başladı. Maçın ilk çeyreğinde bu ikili kelimenin tam anlamıyla Polonya pota altını ezdi. Özellikle Pau Gasol'ü durduramadılar, durdurmayı geçin yavaşlatamadılar bile. Polonya'da ise hücumun lideri Kelati oldu. Bir tek Kelati'nin kendi yarattığı ve ya bitirdiği pozisyonlarla sayı bulabildiler. İspanya bu çeyrekte vitesi yükseltmeden rahat bir şekilde maçın kontrolünü ele aldı. Zaten İspanyolları yakından tanıyoruz. Bu tarz büyük turnuvaların ilk maçlarında kendilerini çok sıkmıyorlar.

İkinci çeyrekte ise sahaya oldukça "cıvık" bir İspanya çıktı. Bu çeyreğin başlarında Gasol kardeşler çıktı ve yerlerine Felipe Reyes'le Ibaka girdi. Bu değişiklik kısa bir sürede takımın gerek savunma gerekse hücum dengesini bozdu. Bu küçük çaplı krizin ardından İspanya'da takımın iplerini Navarro eline aldı ve tecrübesini göstererek takımını ayağa kaldırdı. Bu iki çeyrekte Polonya'nın savunmada en büyük sıkıntısı İspanyolları durduramadıkları için çok fazla faul yapmaları oldu. Hücumda ise çabaladılar denediler ama İspanya'nın baskılı savunması karşısında panikleyip saçma sapan hatalar yaptılar. Bu bölümde dikkat çeken şeylerden bazıları İbaka'nın post-up oynadığı zaman arkasındaki oyuncuya küçük bir çocuk muamelesi yapması, Ricky Rubio'nun hiç beklentileri karşılayamaması ve V.Sada'nın oynadığı kısa süreçte yaptığı katkı oldu.

İlk yarıda da ikinci yarının başında da, ne olursa olsun maçtan kopmayan, potansiyeli düşük de olsa mücadeleyi bırakmayan ve elinden gelen her şeyi yapan bir Polonya vardı. Bu durumun sonucu olarak ikinci yarının başında farkın açılmaması aksine az da olsa kapanmaya başlamasıyla daha da hırslanan bir Polonya gördük. Bu bölümlerde biraz daha becerikli olsalar İspanya'yı yakalayabilirlerdi.

Dördüncü çeyrekte ise fark bir ara 4 sayıya kadar indi. İspanyollar eminim ki bu süreçte ikinci çeyrekte maçı koparmadıkları için pişman olmuşlardır. Her ne kadar Polonya çok çabalasa da İspanya'yı yenecek şansı yakalayamadılar. İspanya'nın bu maçı Navarro ve Pau Gasol'le kazandığını söyleyebiliriz. Bu ikilinin çok iyi oyununun yanında çok fazla faul aldırıp, bu faulleri başarılı kullanmaları onlara galibiyetin yolunu açtı.

Ancak İspanya'nın eksikleri de ilk maçtan göze çarptı. Öncelikle 1 numaradan neredeyse hiç katkı alamıyorlar. Jose Calderon'un takımdan kopuk oyunu olsun, Rubio'nun kısıtlı hücumu olsun bu bölgeyi bir zaaf haline getiriyor. Rubio'nun artık kesinlikle şutunu geliştirmesi gerekiyor. Şut pozisyonlarında topu kaldıramayıp sürmeye çalışınca takımının da ritmine negatif etki ediyor. Ayrıca Rudy Fernandez'in ilk yarıda oyuna girdikten sonra bir daha oyuna alınmaması sakatlığının nüksetmiş olabileceğini düşündürüyor. Eğer ki tekrardan sakatlandıysa İspanya adına önemli bir kayıp olur. Zaten kısalardan yeteri kadar katkıyı alamayan İspanya için Rudy Fernandez'in benchten gelecek katkısı oldukça değerli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder