4 Ağustos 2011 Perşembe

Yeni çehresiyle Trabzonspor


Football Manager (fm) oynarken iyi bir oyuncunuzu satıp yerine başka bir iyi oyuncu aldığınızda, ona uygun bir rol verirseniz yeni takımınız büyük ihtimalle işler. Ancak gerçekte durum bu kadar kolay olmuyor. Selçuk - Zokora değişiminin Trabzon aynı sistemle oynamak isterse olumlu sonuç vermeyeceği bana göre aşikardı. Bu Zokora kötü oyuncu demek falan değil. Ancak Selçuk'un oyun yapısı itibariyle en önemli özelliği geriden aldığı topları çok yüksek yüzdeyle ileri olarak oynayabilmesi ve ya topu taşıyarak rakip alana geçirebilmesi. Zokora ise tipik iyi bir ön libero. Yani fiziksel olarak güçlü ve dinamiktir, çok pres yapar ve top çalarak rakibi bozar. Bu değişimden sonra görüyoruz ki Trabzonspor bu sene en büyük sıkıntıyı savunmadan ileriye top çıkartmakta yaşayacak. Keza Colman bu işi başarılı ve istikrarlı olarak gerçekleştiremiyor. Oysa ki bu role soyunan oyuncunun oyundan neredeyse hiç kopmayıp sürekli olarak insiyatif kullanarak orta sahadan takımı yönetmesi gerekir. Beklenti artınca çoğu oyuncunun (bir kısım oyuncu ise bunun altından kalkıp yıldız olabiliyor) verimi de düşüyor. Colman'ın verimi de yanında orta sahanın esas yükünü çekecek başka bir oyuncuyla beraber oynayınca artacaktır, ancak böyle bir oyuncu şu anda Trabzonspor kadrosunda bulunmuyor.

Trabzonspor'da bugün pas trafiğinin sorunlu olmasından dolayı çok top kaybı yapıldığını gördük. Bunun da kolay çözülebilir bir sorun olmadığını düşünüyorum ve belki de hazır liglerin başlaması gecikmişken bir orta saha transferi daha yapılmasının mantıklı olabileceğini düşünüyorum.

Kendisi için çok önemli ve kilit oyuncuları kaybeden Trabzonspor'da yeni transferlerden en çok ön plana çıkanı bana göre Paolo Henrique. Yüksek tekniği ile yerine geldiği Jaja'yı aratmayacak gibi görünüyor. Ancak yine gelen-giden uyumsuzluğu arasında şöyle bir sıkıntı ortaya çıkıyor. Ne Adrian, ne Paolo Henrique Umut Bulut kadar hücum pres yapan, defansı rahatsız eden oyuncular değil. Diğer yandan ikisi de Umut'tan teknik kapasite olarak daha iyi olan oyuncular. Ancak geçen seneki Trabzon'un bana göre en önemli silahı yaptığı hücum presti; bu sene bunu o denli göremeyeceğiz.

Bu tarz sorunların yanı sıra savunmada da bireysel hatalar göze çarpıyor. Bu noktada da Egemen Korkmaz'ın gidişinin önemli bir kayıp olduğunu söyleyebiliriz. Sadece oyunculuk olarak bakmamak lazım, Egemen Trabzon'un lider karakterli demirbaş oyuncularından biriydi. Bu nedenle de savunmada eksikliğinin kolay giderilemeyeceğini düşünüyorum.

Burak Yılmaz'ın ise fizik ve kafa olarak Trabzonspor'un sezona en hazır oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Kontratını üç yıllık yenileyip maaşını 650bin eurodan 1.5 milyon euroya çıkarması ve aynı zamanda yurt dışından gelecek 4 milyonluk bir teklifte serbest kalma maddesini kafasını oldukça rahatlatmışa benziyor. Bu sene yine Trabzonspor'un en değerli silahı olacaktır.


Başka bir konu ise bu gece tribünlerin yeterince dolu olmaması. Yalnız bunun sorumlusu bana göre taraftar değil Trabzonspor yönetimidir. Maçtan önce en ucuz bölümlerdeki biletlerin 50 lira olduğunu duyunca gerçekten çok şaşırdım. Senin belki de taraftarına en çok ihtiyaç duyduğun maçta biletleri nispeten ucuz tutup daha çok taraftar çekmeye çalışacağına, bu denli pahalı yapıyorsun. Hele ki Ramazanda iftar saatinden biraz sonrayken maç. Bana göre Trabzonspor yönetiminin bu hareketi oldukça yanlış oldu.

Şunu da kabul etmek gerekir ki, Trabzonspor bu iki maçta şampiyonlar ligini hak eden bir futbol bana göre ortaya koymadı. Şimdi hatalardan ders çıkarıp, 'şanssızlık oldu' bahanesine sığınmayıp, takımı nasıl daha iyiye götürebilirizi düşünme zamanıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder